1 Mayıs işçilerin uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü. Hayatın her alanında ve her anında emeği sömürülen işçilerin taleplerini haykırdığı, gücünün farkına vardığı bir gün. Böyle bir günde biz de, işçi sınıfının kazanılmış haklarını çalanlara, ekonomik krizin bedelini bize ödetmek isteyenlere, geleceğimizi karartmaya çalışanlara, bizlere yoksulluğu ve sefaleti reva görenlere hayır demek için işçi sınıfının gençleri olarak alanlardaydık.
1 Mayıs’a UİD-DER ile katılmaktan da ayrı mutluyuz. Çünkü 1 Mayıs geleneğine yakışır bir şekilde 1 Mayıs’ı coşkulu ve enerjik bir şekilde kutladık, hep beraber halaylar çektik, umudumuzu yeşerten şarkılar söyledik. 1 Mayıs’ın ruhunu sloganlarımızla, kalplerimizin derinliklerinde bir kez daha hissettik. Bakırköy meydanındaki sloganlarımızı sadece kendimiz için değil; dil, din, ırk gibi ayrımlardan uzak olarak; dünyada emeği sömürülen, yoksulluğa itilen tüm işçiler ve emekçiler için haykırdık. Çünkü bizleri ne kadar ayrıştırmaya çalışırlarsa çalışsınlar biz bilinçli işçi sınıfı gençliği olarak birlikte olursak güçlü olabileceğimizi biliyoruz. Ekonomik krizin büyümesiyle birlikte patronlar bizlerin emeğini daha çok sömürmek, kazanılmış haklarımızı da elimizden almak istiyorlar. Eğer bizler işçi sınıfı olarak bir araya gelemez ve sınıfsal çıkarlarımız temelinde ortak hareket edemezsek, patronlar sınıfının saldırılarına karşı koyamayız. Bunun için gençler olarak 1 Mayıs’a sahip çıkıyoruz.
Kapitalizm biz gençler için asla mutlu bir gelecek vaat etmiyor, edemez de. Biz bunun farkındayız, bugünün öğrencileri yarının işçileri olarak biliyoruz ki işsizliğin, açlığın, savaşların olmadığı bir dünya mümkün. Eğer bizler de geleceği yaratan gençler olarak, sınıfımızın mücadelesine katılırsak herkesin barış ve tokluk içerisinde yaşayabileceği bir dünyayı kurabiliriz!