
Genç yaşında işçi sınıfının sınıfsız, sömürüsüz, savaşsız bir dünya mücadelesine yürekten bağlanan, tam da bu nedenle zalim Japon egemenleri tarafından 44 yıl boyunca hapiste tutulan Fumiaki Hoşino 30 Mayısta, 73 yaşında hayatını kaybetti. 44 yıldır Tokuşima hapishanesinde kalın duvarların arkasında tutulan Hoşino, maruz bırakıldığı ağır koşulların da etkisiyle karaciğer kanserine yakalandı. Japon egemenler on yıllardır haksız yere özgürlüğünden mahrum ettikleri Hoşino’nun tedavisinin yapılmasına engel oldu. Ancak durumunun iyice ağırlaşmasından ve geri dönüşsüz şekilde kötüye gitmesinden sonra Tokyo’da bir hastaneye kaldırılmasına izin verildi. Böyle geç bir safhada ameliyatla karaciğerinin yarısı alınan Hoşino ne yazık ki yaşama veda etti.
Hoşino’ya verilen haksız ve ağır cezanın kaldırılması için uzun yıllardır kampanya yürütülüyordu. Eşi Akiko, Japonya’daki çeşitli sendikalar ve işçi örgütleri, ABD’de çeşitli sendikalar Hoşino’nun uğradığı haksız hapisliğin ve baskıların son bulması, özgürlüğüne kavuşması için uzun yıllar mücadele verdiler. Hoşino’yu Savunma Komitesi kurarak sorunun daha geniş kitlelerin gündemine girmesi ve dayanışma için çaba harcadılar. Biz de bu çabaya ortak olduk. UİD-DER’li işçiler, eşi Akiko Hoşino kanalıyla gönderdikleri şiir ve mektupla Hoşino’ya dayanışma duygularını iletmiş, Hoşino’nun şahsında sömürü düzeni kapitalizme karşı mücadele yürüten tüm sınıf kardeşlerini selamlamışlardı. Hoşino’nun UİD-DER’li işçilere cevaben yazdığı mektupta ise şu sözler yer alıyordu:
Yazdığınız gibi, “sömürüye ve zalimlerin zulmüne bu yanıt, bize yapılan haksızlıkların ahını kırk milyon kez alıyor”. Bunların hakkından gelen şey insan emeğinin kurtuluşunu getiren birleşmiş işçilerin gücüdür. İnsan emeği ki, tüm insan faaliyetlerinin gelişmesinin kalbinde yatar ve bunun sahipleri olarak işçilerin sömürüsünün temelinde yer alır. Yüreğim ve mücadelem, bu bilenen dayanışma, insanlık, ortaklaşa çalışma ve yaratıcılık gibi bilenmektedir. Yazdığınız gibi, dünyadaki tüm işçilerin ve halkların kurtuluşu için mücadele, canavar egemenlerin iktidarını çürütüp paslandırıyor ve bu mücadele onları devirip tarihin çöp sepetine gönderecektir.
Hoşino aleyhinde tek bir delil bulunmamasına, yürütülen kampanyalara ve hastalığına rağmen serbest bırakılmadı. Hoşino’nun yaşamı gibi ölümü de Japon egemenlerinin zalimliğinin aynasıdır. Ancak o ayna sömürü düzeninin efendilerine asla boyun eğmemiş, zulme karşı dimdik durmuş Hoşino’nun işçi sınıfının kurtuluş mücadelesine derinden bağlılığını ve inancını da yansıtmaktadır.
1971 yılında tüm dünyada ABD’nin Vietnam’da yürüttüğü kanlı savaşa karşı tepki yükseliyor, protestolar düzenleniyordu. Kitlelerin yükselttiği protesto ve eylemler devletin ağır baskısıyla karşılaşıyor, zalim Japon egemenler bu eylemlerin önünü kesmek istiyorlardı. Bu nedenle provokasyonlar düzenlemekten geri durmuyorlardı.
Okinawa adasındaki Amerikan askeri üslerinden havalanan uçaklar Vietnam halkının üzerine yağdırılan napalm bombalarını taşıyordu. Hoşino, bu durumu protesto etmek üzere Şibuya’da düzenlenen bir gösteride 200 kişilik bir işçi ve öğrenci grubuna liderlik ediyordu. Polis kitleye saldırınca bir sendikacı öğretmen ve bir polis öldü. Polisin katlettiği öğretmen Noriko Nagata o dönemde Avrupa ve ABD’deki Vietnam savaşı karşıtı gösterilerde bir sembol haline geldi. Ölen polis için bir suçlu arayan devlet, düzmece iddialar ve ifadelerle Hoşino’yu ölen polisin katili ilan etti. 1975’te tutukladığı Hoşino’yu 20 yıl hapse mahkûm etti. Hoşino’nun lehinde pek çok kanıt bulunmasına rağmen verilen bu karara itiraz edilmesi üzerine yeniden görülen davanın ardından Hoşino’nun serbest bırakılması bir yana cezası ömür boyu hapse çevrildi. Amaç, sömürü düzenine karşı mücadele edenlere gözdağı vermek, yeni kuşak işçilerin mücadele yolunu seçmesini engellemekti.
Hoşino zindanlarda çürütülmek istendi. Ayaklarını izinsiz yıkamak gibi gerekçelerle aylar süren hücre cezalarına çarptırıldı. 40 derece sıcakta fan, buz gibi havalarda battaniye verilmedi. Eşine dokunmasına izin verilmedi. Mektupları sansürlendi, ziyaretleri kısıtlandı. Resim yapmak için boya ve fırça verilmedi. Ancak Hoşino son nefesine kadar mücadelesine bağlılığını ve yaşama sevincini korudu. Bir gün özgürlüğüne kavuşacağı inancını asla kaybetmedi. Ruhunun zenginliğini yansıtan capcanlı resimler çizdi. Ülkenin dört bir yanında bu resimlerden oluşan sergiler açıldı. Hapishane koşullarının düzeltilmesi için mücadele ederek diğer mahpusların saygı ve sevgisini kazandı. Egemenlerin anlamsızlaştırmaya çalıştıkları yaşamında direnci ve umudu eksik etmedi.
Fumiaki Hoşino’nun UİD-DER’li işçilere yazdığı duygu dolu mektubu şu sözlerle bitiyordu: “Birleşelim ve mücadele edelim!” Dünya işçi sınıfının uluslararası birliğini ve mücadelesini güçlendirmeye çalışan UİD-DER olarak Hoşino’nun bu çağrısını mücadelemizle yükseltiyoruz. Zalim egemenleri ve sömürü düzenlerini lanetliyor, Japon sınıf kardeşlerimize başsağlığı diliyoruz. Fumiaki Hoşino Japon işçi sınıfının ve dünya işçi sınıfının mücadelesinde yaşamaya devam edecek!
03-213-07.jpg [1]

03-214-01.jpg [2]
