
Kendi sektöründe en pahalı ürünleri satan, yani yüksek gelirlilere hitap eden bir mağazada çalışıyorum. Haftanın 6 günü 10 saat çalışıyoruz ve fazla mesai ücreti verilmiyor. İş görüşmesinde düşük ücret aldığımı düşünmememi, satış primleriyle birlikte kayda değer bir maaş alacağımı söylemişlerdi. Çalışmaya başladıktan sonra prim kotamın asla tutmayacak bir kota olduğunu gördüm.
23 Nisan’da çalışmıştık. Hizmet sektöründe tatil günlerinde çalışmak normal karşılanır derken maaş günü geldi çattı. Maaşıma baktığımda 23 Nisan günü için fazla mesai ücretinin yatırılmadığını gördüm. Mağazada uzun süredir çalışan bir arkadaşa “Maaşım eksik yatmış sanırım. 23 Nisan mesaisi yatırıldı mı?” diye sordum. Arkadaşım gülmeye başladı. Meğer benim şaka yaptığımı sanmış. Şaka yapmadığımı anlayınca bu sefer fazla mesai ücreti beklememe çok şaşırdı. Biraz sonra yanımıza gelen bir başka arkadaşa yaptığımız konuşmadan söz etti, o da aynı tepkiyi verdi. Her ikisi de bu mağazada uzun süre çalışan arkadaşlarımız ve ne yazık ki benim sorumu garipseyecek, hatta saflık olarak görecek kadar durumlarını kanıksamışlardı. Haftanın 6 günü 10 saat çalışmamız, çoğu zaman müşteri yoğunluğu nedeniyle geç çıkmamız, bayram tatillerinde çalışmamız, düşük ücret almamız, resmi tatillerde yaptığımız çalışma karşılığında fazla mesai ücreti almamamız normal karşılanırken, benim hakkımız olanı sormam saflık olarak algılanıyor, ne acıdır ki!
Bu olay bana bir kez daha UİD-DER’in ne kadar önemli bir şey yaptığını gösterdi. Çünkü UİD-DER’e gelen işçiler bilinçleniyor, haklarını öğreniyor, patronların biz işçileri nasıl sömürdüğünü tüm çıplaklığıyla görüyor ve mücadele etmesi gerektiğini kavrıyor. Biz işçiler dur demezsek patronların saldırıları artarak devam edecektir. Hakkımız olanı almak ve insan gibi yaşamak için UİD-DER çatısında örgütlenip mücadeleyi büyütmeliyiz.