
Temeli 3 Nisan 2018’de atılan Akkuyu Nükleer Santralinde geçtiğimiz günlerde ikinci defa çatlak oluştu. Yapılması planlanan zamandan bu yana büyük tepki toplayan nükleer santraller, bu son gelişmeden sonra tekrar gündeme geldi.
Nükleer santrallerin en genel etkisi doğaya saldığı radyasyondur. Radyasyon, kanserden ölümlere ve sakat doğacak kuşaklara neden olur. Ortalama insan ömrünü kısaltır. Nükleer santral kurmak, insanı ve doğayı binlerce yıl boyunca tehdit edecek atık üretimi demektir. Nükleer santral kurmak insanlığa ve doğaya karşı suç işlemektir.
Nükleer santrallerin bizim hayatımızı nasıl tahrip ettiğini Çernobil ve Fukuşima gibi örneklerde gördük. Yaşanan bu facialardan sonra ikiyüzlü egemenler yalan ve çarpıtmadan geri durmadılar. Kendi kârlarını korumak için insanların kafasında farklı algılar oluşturmaya çalıştılar. Söylenen yalanların aksine nükleer santrallerin bizim için zerre kadar faydası yoktur. Bize yararlı enerji üretmek istiyorlarsa bunun yerine alternatif yenilenebilir enerji kaynaklarını niye kullanmıyorlar? Üstelik bunların çevreye ve insan sağlığına zararı yok denilebilecek kadar azdır. Bizim burada karşı olduğumuz sadece temelde oluşan bir çatlak değildir. Daha baştan nükleer santraller tamamıyla yanlış bir tercihtir. Bunun yanında bir de atılan temelde üst üste çatlaklar olması bizi bekleyen tehlikenin boyutunu daha da büyütüyor.
İnsanlığın kanına susamış sömürücü egemenler bizler için daha fazla acı, zulüm ve yıkım, kendilerine ise zevk, sefa ve daha fazla kâr yaratmaktan geri durmayacaklar. Bizler örgütlenip mücadele etmeliyiz. Kapitalistleri ve onların köhnemiş düzenini tarihin çöp tenekesine atmalıyız. Aksi takdirde insanlığın geleceğini büyük bir yok oluş bekliyor.