49 yıl önce gerçekleşen 15-16 Haziran eylemleri, Türkiye’nin gördüğü en büyük işçi eylemleri oldu. Bu tarihler, işçilerin kendi güçlerinin farkına vardığı tarihlerdi. İşçiler 15 Haziran geldiğinde patronlar sınıfına neler yapabileceklerini göstermiş oldular. Böylelikle 15-16 Haziran Genel Direnişi, mücadele tarihimizde yerini aldı. Bu tarih, bizlere büyük dersler veriyor ve işçilerin neler yapabildiklerini bir kez daha gün yüzüne çıkarmış oluyor. Ama burjuvazi, 15-16 Haziran’da işçilerin birlik olduğunda neler yapabildiklerini gördüğü için bu tarihi hafızalardan silmek için elinden geleni yaptı. Bugün, 15-16 Haziran’ı çoğu işçi, özellikle gençler ne yazık ki bilmiyor.
Biz UİD-DER’li liseli öğrenciler olarak, UİD-DER sayesinde böyle muazzam bir tarihi öğrendik. Zaten işçi sınıfının tarihini de ancak UİD-DER gibi doğru yerlerden öğrenebileceğimizi gördük. Bir yandan da şunun farkına vardık; biz gençlerin işçi sınıfımızın tarihine sahip çıkması, sımsıkı tutunması gerekiyor. Çünkü böyle önemli direnişler ve mücadeleler, ancak bizler sayesinde tarihten tarihe, kuşaktan kuşağa aktarılırsa unutturulamayacak. 15-16 Haziran’ın önemi; işçilerin birliği, örgütlenmesi, doğru ve planlı hareket etmesi ile ne kadar güç kazandığını göstermesinde yatıyor. Böyle mücadele örnekleri bizlere umut kaynağı oluyor. “Ne yapabiliriz ki?” diyenlere “İşte bunlar yapıldı, doğru bir bilinç ve örgütlülükle yeniden gücümüze sahip olabiliriz” diyebileceğimiz bir tarih bıraktı işçi sınıfı bizlere. “Sabırla öğret ve örgütle!” diyen işçi önderlerimizin bu sözünden aldığımız destekle mücadeleye devam etmeliyiz.
15-16 Haziran, bu önemli direnişin yanında mücadele örgütümüz UİD-DER’in de kuruluş yıldönümü olduğu için biz UİD-DER’li gençler için iki kat daha anlamlı. 13. yılımızda tüm UİD-DER’li abilerimizi ablalarımızı selamlamak istedik. İyi ki UİD-DER ile tanıştık, iyi ki UİD-DER’liyiz! Yaşasın UİD-DER, Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!”