
Evimizin yakınında büyük bir AVM var ve uzun zamandır yenileniyor, neredeyse yeni baştan yapılıyor. Arazisi genişletildi, dışarıya bakan kısımların çoğu yıkıldı, yenileri yapıldı, otopark alanı yıkıldı, yenilendi, çevresine peyzaj çalışmaları yapılıyor. Bu arada zaten uzun zamandır nereye taşınsam taşınayım çevrede inşaat gürültüsü eksik olmuyor.
Geçen gün bir arkadaşla beraber sahile doğru inerken bu AVM’nin peyzaj çalışmalarıyla ilgili büyük boy tabelalar gördük. Tabelalar dikkatimi çekti. Durdurdum arkadaşımı, okuduk hızlıca. Arkadaşım da bizim bölgede oturuyor ve o da gürültülerden mustarip. Okuyup bitirdikten sonra şöyle bir dönüp arkadaşıma baktım ve hemen anladım aklından geçen küfürleri. Aynı şekilde sinir olmuştuk bu duruma. Çünkü AVM’nin hemen dibinde denize doğru giden bir su kanalı var ve uzun yıllardır tehlikeli biçimde açık halde duruyor. Etrafta dikilen fidanlar, getirilen ağaçlar yeni yeni büyüyorken daha sonra kesildi, çimler alındı, arazi öylece kaderine terk edildi, yani uzun zamandır yetim bir şekilde duruyor.
Sinir olduğumuz yazının da karşı tarafın da fotoğrafını çektim. Büyükşehir belediye başkanı gururla AVM’nin çevresindeki peyzaj çalışmalarının kendileri tarafından yapıldığını büyük tabelalarla duyuruyor. Yıkılan, kazılan yerler çevrelenmemiş. Hiçbir güvenlik önlemi alınmamış. Kanalın üstü kapatılmamış…
Bazen görüyorum o yolun kenarından geçen küçük çocukları, bir anlık dikkatsizlik belki de hayatlarına mal olacak. Aslında sadece küçük çocuklar için tehlikeli değil, insan sürekli dikkat içinde olamıyor, olamaz da. Bazen küçük dalgınlıklar gelir her insana. Gece o yoldan yürüyüş hepimiz için tehlike oluşturuyorken bu durumu değiştirmek için bir çaba sarf edilmiyor.
Belediyelerin halka hizmet vermesi, çoğunluğun ihtiyacını karşılaması gerekirken ne yazık ki durum öyle değil. Adaylar koltuğa oturmadan önce “amacımız halkımıza hizmettir” diyorlar ama işbaşına geldiklerinde patronların, zenginlerin ihtiyacına, isteklerine göre hareket ediyorlar. Emekçi halkın ihtiyaçlarını gözetmek ve kentin sorunlarını çözmek gündemlerine girmiyor nedense!
Koltuğa oturanlar belediye imkânlarını sermaye sınıfının yüzünü güldürecek şekilde kullanmaya devam ediyorlar. “Umarım bir kaza olmaz” diyoruz şimdilik, ama demekle iş bitmiyor! Yaşamımızı güzelleştirecek olan işçi sınıfı olarak birlikte vereceğimiz örgütlü mücadelemizdir.