
Biz çalışan işçiler geçmişimize baktığımızda, inişli, çıkışlı, mutlu, mutsuz bir yaşanmışlık bulabiliriz. İşçiyiz, yaşadığımız sıkıntılar normal yaşam evrelerinden diyebiliriz.
Ben bir işçi olarak son yıllarda gündemde olan EYT mağdurları hakkında yazmak istedim. Çünkü bu yasa 1999 yılında zamanın hükümetleri tarafından çıkarıldığında ben de inşaat sektöründe çalışan bir işçiydim. Maalesef, haber kaynağımız olan televizyonlar olsun, gazeteler olsun 1999 depreminin acılarının sıcaklığında bu ölümcül kanun hakkında doğru şeyler söylemediler. Bizleri bilgilendirmediler. O zamanlar UİD-DER ile tanışmamış olmam, UİD-DER çatısı altında bulunmuyor olmamdandır ki yapılanlardan ve hak gasplarından bihaberdim. O zamanlarda da iki gözüm, iki kulağım, ses çıkaran bir dilim vardı. Fakat bunları sermayeyi elinde tutan patronların medyasından ve sermayenin hizmetindeki hükümetlerin ağzından duyduğum kadarıyla kullanıyordum. Çünkü örgütsüzdüm, bilinçsizdim, sınıf kavramını bilmiyordum, çünkü UİD-DER’li değildim, bugünkü EYT’li milyonlar gibi.
İşte ben de diyorum ki bugün kendimizi EYT mağduru belki yarın kıdem, BES mağduru diye adlandırılabiliriz. Yaratılan mağduriyetlerin adları farklı olabilir, farklı sıfatlarda karşımıza çıkabilir. Fakat bence en büyük mağduriyet örgütsüz ve sınıf bilinçsiz olmaktır. Örgütlü olunca haklarımızın ve sınıfsal çıkarlarımızın farkına varırız. Teşekkürler UİD-DER.