
Okulların açılmasına sayılı günler kala liseli öğrenciler olarak, eğitim sistemine ve sistemdeki yeni değişikliklere dikkat çekmek istedik. Örgütlü liseli gençler olarak, günümüz eğitim siteminin ne kadar kötü bir düzeyde olduğunu gerçek sebepleriyle biliyoruz, geleceğimizi nasıl etkilediğini de. Bu konudaki düşüncelerimizi sizlerle de paylaşmak istedik.
Eğitim sistemi neredeyse her sene aralıklı olarak değişime uğruyor. Peki, bu değişimlerin biz öğrencilere bir faydası oluyor mu? Bunu biraz düşünüp araştırdıktan sonra, böyle bir şeyin olmadığını rahatlıkla görebiliriz. Bunu genç işsizlerin yoğunluğuna, sınav sistemlerine ve üniversite sınav sonuçlarına bakarak anlayabiliriz. Yakın bir zaman önce bir mezun arkadaşımız, yazdığı mektupta bunu rakamlarla aktarmıştı. Söylendiği gibi 628 bin 796 öğrenci üniversite sınavında barajı geçemedi. Ve evet söylendiği gibi bu sorun öğrencilerin sorunu değildi. Sorun eğitim sisteminin kendisindeydi. AKP, iktidara gelmesiyle birlikte, eğitim sistemini de iyice bataklığa sürükledi. Doğruyu yanlışı tam da bu yaşlarda öğrenebileceğimizi iyi bilen iktidar, amacına uygun olarak yanlışları eğitim sistemine daha fazla sokarak, bunları doğruymuş gibi algılamamızı sağladı. Genç çağımızda hayatlarımıza bencillik ve rekabet giriyor, sosyalleşemez hale geliyoruz. Sorgulamayı unutuyor, ezberciliğe alıştırılıyoruz. Böylelikle iktidarın rezilliklerini göremez hale getiriliyoruz. Peki, bunlar olup biterken ne gibi sorunlar yaşıyoruz?
Gelecek endişesiyle çırpınıyoruz. Kötü yollara, çaresizliğe, yalnızlığa sürükleniyoruz. Ve hatta bazen intiharlara yöneliyoruz! Bunların hepsi hayatımızın baharında olup bitiyor. Oysa içimizde ne enerjiler ne tutkular saklı. İşte başımızdakiler bunları kendi sistemleriyle yok etmeye çalışıyorlar. Başlarımızı kaldırmamamızı, gerçekleri görmememizi istiyorlar. Okul sıralarında ise din, cins, ırk ayrılıkları görüyoruz. Tarih gibi derslerde milliyetçileştiriliyor, tekleştiriliyoruz. İnsanlık tarihine, sınıf tarihine dair gerçekliklerden uzak bir şekilde yetiştiriliyoruz. Son zamanlarda adını sıkça duyduğumuz ve pıtrak gibi çoğalan, eğitim ve başarı düzeyi yerlerde olan İmam-Hatip liselerine zorla itiliyoruz.
Yeni bir eğitim-öğretim dönemine doğru giderken ve daha bir önceki değişiklikleri sindirememişken, yine bir değişiklikle karşı karşıyayız. Yeni eğitim sisteminde ne gibi maddeler olduğuna bir bakalım. İlk olarak, öğrencilerin kendi derslerini kendilerinin seçebileceğinden bahsediliyor. Ama burada da bir kısıtlama söz konusu. Seçilecek derslerin listesi yine onlara ait, yani pek de biz seçmiş olmuyoruz. Uygulama derslerinde yoğunlaşma olacağı ve ders sayılarının azaltılacağı gibi başka değişikliklerden de bahsediliyor. Bunlar kulağa hoş gelse de bizler iktidarın gençlik üzerindeki niyetlerini biliyoruz. Yamalı bohçaya dönen eğitim sisteminin bir yama daha tutacak hali kalmadı. Peki, biz gençler böyle sürüklenip gidecek miyiz? Tabi ki de hayır! Genç yaşlarda örgütlenen biz gençler, farklı ufuklar görüyor, güzel yollara gidiyoruz. Sorgulamayı öğreniyor bu sistemden kurtulmanın mümkün olabileceğini görüyoruz. Mücadeleye katılarak boyun eğmeyeceğimizi gösteriyoruz. Umudumuza sahip çıkarak mücadeleye sımsıkı sarılarak ilerleyeceğiz! Bütün genç arkadaşlarımızı da mücadelemizde görmek istiyoruz.