
Uzun yıllardır UİD-DER’in bir parçası olmaktan mutluluk duyan bir tekstil işçisiyim. İşçi sınıfının uzun mücadelelerle elde ettiği haklarına yoğun saldırıların olduğu bir dönemden geçmekteyiz. Demokratik hakların askıya alındığı tek adam baskıcı rejiminde yaşamaktayız. Sınıfımızın mücadelesini omuzlamış, mücadele örgütümüz UİD-DER’in, tüm olumsuzluklara rağmen verdiği mücadele umudumuzun canlı durmasını sağlıyor.
Geçen sayılarımızda genç işçi ve öğrencilerin UİD-DER’le nasıl tanıştıklarını anlattıkları okur mektupları biz anne ve babaları çok mutlu etti. Ben de bir baba olarak çocuklarımın UİD-DER’le tanışma dönemlerinde neler düşündüğümü ve yaşadığımı sizlerle paylaşmak istiyorum. Çocuklarım çok küçük yaşlardan itibaren UİD-DER’in etkinlik ve toplantılarına bizlerle geliyorlardı. Onlarla UİD-DER kortejiyle birçok mitinge katıldık. Kimi zaman yoruldukları için omuzlarımda taşıdım onları. Aradan yıllar geçti Oğlumun 15 yaşını doldurduğu günlerde bir gün “baba ben UİD-DER’e gitmek istiyorum” demesi beni çok mutlu etti. Ona UİD-DER’den bir arkadaşımla tanıştırdım. Böylece oğlum UİD-DER’de işçi sınıfının bir parçası olarak mücadele etmeyi seçmiş oldu. Onun UİD-DER’e gidiş gelişleri kız kardeşlerini de olumlu yönde etkiledi. Onların da UİD-DER’e katılımını sağladı. Çocuklarımın UİD-DER’in etkinliklerinde görev almaları, bir baba olarak beni çok mutlu ediyor. Onları sahnede işçi sınıfının mücadelelerinde yazılan şiirleri, marşları okurken görmek, UİD-DER’li gençlerimizden daha çok umutlanmama sebep oluyor. Gençlerimizin işçi sınıfımızın mücadelesinde daha çok yer almaları bizlerin geleceğe daha iyi bakmamıza neden oluyor. Ve hep şöyle diyoruz: Örgütlüysek her şeyiz örgütsüzsek hiçbir şey!