
Geçtiğimiz haftalarda işsizliğe, yoksulluğa ve yolsuzluklara karşı dünyanın pek çok yerinde ayağa kalkan emekçiler, protesto gösterilerine devam ediyorlar. Baskılara, sokağa çıkma yasaklarına, polis şiddetine rağmen emekçiler evlerine dönmüyorlar. Hükümetlerin gösterileri sonlandırmak için açıkladıkları sözde çözümlere kanmayacaklarını, kırıntılarla yetinmeyeceklerini dile getiren işçiler, “yalanlarınıza karnımız tok!”diye haykırıyorlar. Tüm baskılara rağmen meydanlarda taleplerini haykırıyor, mücadele ediyorlar. Dünyanın dört bir tarafından yükselen isyan sesleri, dünya işçi sınıfının sorunlarının ve kaderinin ortak olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor.
Şili’de 6 Ekimde ulaşıma yapılan zam, bardağı taşıran son damla olmuştu ve emekçiler gelir eşitsizliğine, yoksulluğa karşı sokaklara dökülmüştü. Sokağa çıkma yasağı ilan edildi, 20’den fazla kişi polis saldırısı sonucu hayatını kaybetti ancak Şilili emekçiler pes etmedi, yılgınlığa düşmedi. 25 Ekimde 1 milyondan fazla emekçinin katıldığı, ülke tarihinin en büyük protesto gösterisinin ardından devlet başkanı Pinera sekiz bakanı görevden aldı. Giderek yoksullaşan Şilili işçi ve emekçiler, servetine servet katan milyarder başkan Pinera’nın yüzsüzce söylediği “yıllardır sorunların yığıldığı ve biz de dâhil çeşitli hükümetlerin bu durumun büyüklüğünü idrak edemediği doğrudur. Bu konuda ileri görüşlü olamadığımızı kabul ediyor ve bu nedenle özür diliyorum” sözlerine kanmadı! Şili ekonomisinde oldukça önemli bir yere sahip olan bakır madeninde çalışan işçiler de grevler gerçekleştirerek protesto gösterilerine destek oldular. Şilili emekçilerin kararlılığı karşısında hükümet bir “ekonomik yardım paketi” hazırlamak zorunda kaldı. Ancak bu geçici paketlerin sorunlarını çözmeyeceğini bilen işçi ve emekçiler daha kalıcı çözümler arıyorlar. Halkın öfkesinin dinmemesi ve protesto gösterilerinin devam etmesiyle bu yıl Şili’de yapılması planlanan ve egemenler için büyük öneme sahip Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği (APEC) zirvesinin ve BM İklim Değişikliği Konferansının (Cop25) iptal edildiği duyuruldu.
irak.jpg [2]

Irak’ta 1 Ekimde yolsuzluğa, işsizliğe ve kamu hizmetlerinin yetersizliğine karşı sokaklara dökülen emekçiler protesto gösterilerine devam ediyor. Hükümet interneti keserek, polisi göstericilerin üstüne salarak, yüzlerce emekçiyi katlederek, binlercesini tutuklayarak protesto gösterilerinin önüne geçmeye çalıştı ancak başaramadı. Şili’de olduğu gibi Irak’ta da hükümet bir reform paketi açıklamak zorunda kaldı ancak emekçilerin öfkesini dindiremedi. Genç işsizliğinin çok yüksek olduğu ülkede öğrenciler ve akademisyenler de protesto gösterilerine dâhil olurken öğretmenler 29 Ekimde ülke genelinde greve çıktı. İşsizliğe, yoksulluğa, yolsuzluğa “Artık Yeter!” diyen emekçiler talepleri kabul edilinceye kadar mücadele edeceklerini dile getiriyorlar.
lubnan.jpg [3]

Lübnan’da 17 Ekimde sokağa çıkan emekçiler Şilili ve Iraklı emekçiler gibi yoksulluğu, hayat pahalılığını ve yolsuzluğu protesto ediyorlar. Hükümetin istifa etmesini isteyen emekçiler parlamentodaki koltukların mezhepsel kotalara göre belirlenmesine de karşı çıkıyorlar. Protesto gösterilerini baskıyla ve şiddetle engelleyemeyen hükümet bir reform paketi açıkladı ancak emekçileri evlerine dönmeye ikna edemedi. Kitlesel protestolar nedeniyle Başbakan Hariri istifa etmek zorunda kaldı. Protesto gösterilerine devam eden Lübnanlı emekçiler tüm kabinenin istifa etmesini talep ediyorlar. Yıllarca mezhepsel ayrımlarla birbirine düşürülen işçi ve emekçiler, protesto gösterilerinde kol kola girerek “Mezhepsel Ayrımlara Hayır!” diyorlar. Ekonomik krizin etkilerini hep beraber yaşayan işçi ve emekçiler buna karşı da hep beraber mücadele etmeleri gerektiğini belirtiyorlar. Boş vaatlere kanmayacaklarını ve talepleri kabul edilene kadar mücadele edeceklerini dile getiriyorlar.