
186 işyerinden 130 bin işçiyi ilgilendiren metal işkolundaki grup toplu iş sözleşmesi patron örgütü MESS’in dayatmalarıyla tıkandı. Metal patronları, gerçek enflasyonun %30’lar düzeyinde olduğu bir süreçte, hükümetin matematik oyunlarıyla düşük gösterdiği enflasyon rakamlarına yaslanarak yüzde 6 zam teklif etti. İşçi sendikaları teklifi reddederken uyuşmazlık tutanağı tutuldu ve süreç arabulucu aşamasına taşındı.
7 Ekimde başlayan metal grup toplu iş sözleşmesi sürecinde bugüne kadar 5 oturum gerçekleşti. Otomotiv, demir-çelik-döküm, beyaz eşya gibi önemli metal sektörlerinde faaliyet yürüten Türkiye’nin en güçlü sermaye sahiplerini Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) temsil ederken, görüşmelere 130 bin işçi adına Türk Metal, Birleşik Metal-İş ve Öz Çelik-İş sendikaları katılıyor. Görüşmelerin bundan önceki oturumlarında sözleşme süresinin 2 yıldan 3 yıla çıkarılmasına yönelik malum dayatmasından vazgeçmediğini açıklayan MESS, işçilerin kazanılmış pek çok sosyal hakkına da göz diktiğini bildirmişti.
4 Aralıkta yapılan 5. oturumda da dayatmalarında ısrarcı olan MESS, ücret konusunda ağzındaki baklayı da çıkardı. Türk Metal’in yüzde 26,28, Birleşik Metal-İş’in ise yüzde 34,2 zam talebi karşısında MESS ilk 6 ay için sadece yüzde 6,05 ücret zammı teklif etti. Diğer 6 aylar için ise enflasyon oranında zam öneren MESS, sosyal haklarda yüzde 15 oranında teklif yaptı. Yapılan görüşmelerde teklifler karşılıklı olarak reddedilirken uyuşmazlık tutanağı tutuldu. Böylece metaldeki grup toplu iş sözleşmesi süreci, bir kez daha arabuluculuk aşamasına taşınmış oldu.
Metal patronlarının hak gaspları ve dayatmalarla dolu teklifi karşısında Türk Metal; “MESS’in uzlaşmaz tutum ve yaklaşımına karşı, yasal ve meşru eylemleri ortaya koymaktan” çekinmeyeceğini açıkladı. Birleşik Metal-İş ise “metal işçileri açlık ve sefalet ücretlerini asla kabul etmeyeceklerdir. Bu teklif metal işçileriyle alay etmek demektir. MESS, metal işçilerine açlık ve sefaleti reva görüyor. İnsanca yaşayacak bir ücret ve çalışma koşulları hakkımızdır ve bunun için mücadele etmekten geri durmayacağız” dedi.
İşçiyle alay ediyorlar!
Metal işkolundaki sözleşme süreci gerek özel sektörün en kapsamlı sözleşmesi olmasıyla gerekse de sektörün ekonomik büyüklüğü açısından büyük anlam taşıyor. Üstelik MESS, patron örgütleri arasında hayli önemli bir konumda bulunuyor. Tüm bu gibi etmenler nedeniyle metal işkolundaki sözleşme süreci sadece metal işçilerini değil tüm işçi sınıfını ilgilendiriyor. İçinden geçtiğimiz ekonomik kriz koşullarını da hesaba kattığımızda sözleşmenin hayati önemi katlanarak artıyor.
MESS’in pervasızca saldırısı ortada! Peki, işçileri sefalete mahkûm etmek isteyen MESS neye, kime güveniyor? Metal işçileri yakın dönemden de iyi bilecektir ki hükümet desteğine, mesela grev yasaklarına güveniyor! Hâl böyleyken metal işçisi kendi sınıfının gücüne inanmalı, tarihini bilmeli ve birleşmelidir. Geçmişte DİSK/Maden-İş Sendikası üyeleri MESS patronlarına kök söktürüyordu, onları adeta dize getiriyordu! Maden-İş üyesi metal işçileri, verdikleri destansı mücadeleler neticesinde gururla “MESS’i Ezdik!” dövizleri, pankartları taşıyorlardı. Daha önce de ısrarla vurguladığımız gibi bugün de MESS dayatmalarına karşı durabilmek, kazanımları koruyabilmek, önceki sözleşme dönemlerinde gasp edilen hakları yeniden kazanmak ve daha ileri kazanımlar elde edebilmek metal işçilerinin geçmişini bilmesine, sağlam taban örgütlülüğü yaratmasına ve kararlı mücadelesine bağlıdır.