
Maden-İş Sendikasının sınıf sendikacılığına dayanan mücadele anlayışı işçilerin haklarını söke söke almasını sağlamakla kalmadı, işçilerde büyük bir dönüşüm yarattı. Topluma umut ve coşku verdi. Derinden Gelen Kökler kitabında Elektropak işçisi Ayten Sabırlı’nın anlattıkları Maden-İş’in işçiler için ne anlama geldiğini örnekliyor:
“Ben ortaokulu bitirdikten sonra öğrenimime lisede devam etmekte kararlıydım. Evi geçindirmekte zorluk çeken annem ve babam ise benim bir fabrikaya girmemi istiyorlardı.
İster istemez onların dediklerini yaptım. O yıllarda Sefaköy semtinde durmadan yeni fabrikalar açılıyordu. Halkalı Caddesi’nin başından sonuna kadar yürüdüğünüzde, müracaat ettiğiniz fabrikaların birinde muhakkak iş bulabilirdiniz.
Bu fabrikalardan biri olan Elektropak işyerinde işçiliğe başladım. Ama kırgındım. Babamdan çok beni desteklemeyen anneme kızıyordum. Bir yıl boyunca annemle konuşmadım, bir çift lâf etmedim.
Maden-İş fabrikamızda örgütlendikten sonra bir pazar günü bölge temsilciliğine gittim. Beni iyi karşıladılar, çay ısmarladılar. İçerideki odadan işçilere eğitim veren hocanın sesi geliyordu. Seslere kulak verdim. Hocanın cümleleri bana yeni bir dünyanın pencerelerini açan büyülü sözler gibi geldi. Diğer odada ise işçi sorunlarından konuşuyordu arkadaşlar. Sendikanın da bir okul olduğunu işte o gün anladım. Anneme kırgınlığım birden geçti.
Eve gidince tam bir yıldan sonra ilk kez annemle konuştum, kucaklaştım. Sonraki yıllarda işçilik hayatıma, diğer işkollarında devam ettim.
Hayat mücadelesi ile ilgili olarak ne öğrendimse hep DİSK’te ve Maden-İş’te öğrendim.”