Telefonlar, bilgisayarlar doğru kullanıldıklarında insanların hayatlarını gerçekten kolaylaştırırlar. Ama günümüzde kapitalist şirketler bunları hayatlarımızı kolaylaştıralım diye değil, daha çok kâr etmek ve hayatlarımızı ele geçirmek için üretiyor ve geliştiriyorlar. İşçi Dayanışması gazetesinin 137. sayısındaki “Askıdaki Beyin” [1] yazısı, telefon oyunlarının işçi sınıfının çocuklarına ve gençlerine etkisine dikkat çekmişti. Gençlerin toplumdan ve gerçeklerden nasıl da uzaklaştırıldığını gözler önüne sermişti. Telefon insanların hayatlarında o denli yer etmiş ki yürürken, yemek yerken, uyurken, hatta arkadaşlarla buluşup sohbet etmek isterken bile sadece telefonlarla ilgileniliyor.
Geçtiğimiz günlerde uzun zamandır görüşmediğim bir arkadaşımla buluştum. Uzun zamandır görüşmediğimiz için konuşulacak çok konumuz vardı. Hâl hatır sorarak başladık. Henüz masaya oturalı beş dakika olmasına rağmen gözü sürekli telefondaydı. Önemli bir şey olup olmadığını sordum. Telefonu eline alıp oyun oynamaya başladı. Biraz dikkatli ve iğneleyici bakınca çok önemli olduğunu, arkadaşlar arasında iddiaya girdiklerini söyledi. Oyunda seçtiği kahramanla bir çete kurup onu yönetiyormuş. Bu, telefon ve burjuvazinin oyunları tarafından ele geçirilen biri için çok önemliydi. Oysa muhabbet edebildiğimiz beş dakikada patronunun işlerin bozuk olduğu gerekçesiyle kendilerini bir senedir düşük ücrete çalıştırdığını, yüksek zam yapacağı sözü verdiği halde sadece 200 lira zam yaptığını bu nedenle işten çıktığını, kendi işini kurmak için araba almak isterken bir dolandırıcı tarafından 5000 lira dolandırıldığını anlatmıştı. Ne yaptığını sorduğumda polise şikâyette bulunduğunu, dolandırıcının sadece kendisini değil birçok kişiyi dolandırdığını öğrendiğini söyledi. Ama bunlar önemli değildi! Çünkü kendince çözümleri vardı. Hakkın patron tarafından gasp edildiğinde işten ayrılmak, dolandırıcılar tarafından dolandırıldığın zaman polise şikâyet edip sonuç beklemek. Zaten ona göre bunlar çözümsüz şeylerdi. Oysa örgütsüz olduğu ve burjuvazinin oyunları ile eblehleştiği, bireyselleştiği için böyle düşünüyordu. Çözüm aramak yerine uyuşmayı seçiyordu.
Burjuvazi istediği kadar oyunlar oynasın, hayatımıza her noktadan girmeye çalışsın bizler örgütlü olursak burjuvazinin oyununa kanmayız, haklarımızı kimseye gasp ettirmeyiz. Bizim kurtuluşumuzun tek yolu örgütlü ve bilinçli mücadeledir.