
İzmir’in Bornova ilçesinde bir inşaatın şantiyesinde çalışan işçiler, 5 ay boyunca beton dökerek emek verdikleri şantiyede 2 aydır ücretlerini alamıyorlar. Çalıştıkları süre boyunca binayı 30 kat yükselttiler. Aradan geçen 2 ay boyunca tüm ikazlarına rağmen ücretlerinin ödenmemesi üzerine 5 işçi binanın 30’uncu katına çıkarak tepkilerini eylemle dile getirdi. Ana firmanın işçileri ikna etmesi üzerine 3 saat sonra eylem sonlandırıldı.
Bornova’daki inşaatın yanı sıra daha pek çok şantiyede benzer durumlar yaşanıyor. Hatta yurtdışında Ortadoğu, Orta Asya ülkelerinde Türk firmaların üstlendiği projelerde çalışan işçiler de benzer nedenlerle iş bırakarak tepkilerini eylemlerle dile getirdiler. Bu eylemlerin sonucunda işçiler haklarını alabildiler.
Başta İstanbul olmak üzere birçok kent adeta büyük bir şantiyeye dönüştürülmüş durumda. Bitmek bilmeyen inşaatlar, şehir trafiğinde ölümlü kazalarla gündeme gelen hafriyat kamyonları, gittikçe azalan yeşil alanlar, yükselen betonarme yapılar… Krizle birlikte inşaat sektöründe ivme düşse de inşaatlar devam ediyor. Bu inşaatlarda çalışan işçilerin çalışma ve yaşam koşulları ise yükselen binalar kadar görkemli değil. Şantiyelerde çalışma saatleri dışında konteynırlarda dinlenen ve kalan işçilerin koşulları adeta köleliği andırıyor.
Patronlar sınıfı, siyasi iktidarı da arkasına alarak işçilerin haklarını günden güne gasp ederek kârlarını korumaya çalışıyor. İşçinin çorbasından kurt çıkmış, yatağına tahtakuruları dadanmış, ailesine para gönderememiş patronların umurunda değil.
İnşaat işçileri gibi diğer işkollarında çalışan işçilerin de yaşam koşulları giderek zorlaşıyor. Sermaye sınıfı ekonomik krizin faturasını işçi sınıfına ödetiyor. Tüm bu saldırıları durdurmanın ve geri çevirmenin yolu ise, işçi sınıfının örgütlü bir güç haline gelmesinden geçiyor.