Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği sitesinde yayınlanmıştır (https://uidder.org)

Anasayfa > İşyerlerinden > Gerçekleri Biliyor musunuz?

Gerçekleri Biliyor musunuz?

Gebze’den metal işçisi bir kadın

13.02.2020

Aylardır gündemimizde metal işkolunda devam eden grup toplu iş sözleşmesi vardı. Sözleşme ile yatıp sözleşme ile kalktık ve nihayetinde “imzalar” atıldı. Metal işçilerine dayatılan bu sözleşmenin başta metal işçileri olmak üzere, tüm işçiler nezdinde ne anlam ifade ettiğini açalım biraz.

Bu öyle bir sözleşme ki, aslında sadece MESS’e üye fabrikaların değil, tüm sektörlerde yapılacak zamların da üst sınırını ortaya koyuyor. MESS sözleşmeleri, patronların örgütü MESS ile metal işçilerinin tarihi karşılaşmasıdır aynı zamanda. Bu karşılaşmalarda kimin eli güçlüyse kazanım onun hanesine yazılır. Bir tarafta MESS suretinde görünen patronlar sınıfı ve iktidar yer alıyor. Öteki tarafta tabanındaki örgütsüzlükle, sendikal bürokrasiyle sınanan metal işçileri var. Bu bize nasıl bir tabloyla karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor.

Soruyoruz! Kendisine DİSK’in mücadeleci sendikal geleneğinin en büyük takipçisi etiketini yapıştıran genel merkezimiz, bizlerin iradesini yok sayarak neden MESS’in dayatmalarına boyun eğdi? Bugüne kadar pek çok kez Türk Metal yönetiminin MESS nasıl isterse öyle kararlar aldığını gördük. Birleşik Metal-İş Sendikasının genel merkezi ise mücadeleden yana bir yol haritası çizdiğini vurgulardı. Son dönem toplu iş sözleşmesinde de aynı söylemleri haykırdılar meydanlarda. Ama son noktada eleştirdikleri yaklaşımları genel başkanımızın kendisi sergiledi. Sendikaların bu yaklaşımları bize aslında gerçekleri gösteriyor. İşçi sınıfının içinde bulunduğu gerçekleri…

Biz işçi ve emekçilerin karşısında, patronlar sınıfı, onların medyası, koyduğu yasalar, her türlü demokratik yaklaşımı reddeden tavrıyla siyasi iktidar var. Yani mücadeleye çok eşitsiz koşullarda başlıyoruz zaten. Hiç değilse sendikalarımızın bizleri patronlar karşısında onurlu bir biçimde temsil etmesi gerekiyor. Bu sözleşme bir kez daha göstermiş oldu; tabandaki örgütsüzlükten haberdar olan sendikacılar, tabanı örgütlemek, bir adım ileriye taşımak yerine, bundan kendilerince faydalanmayı tercih ediyorlar. Sözleşme süresi boyunca türlü vaatler, yüksek perdeden konuşmalar… Ama iş gerçekten mücadele etmeye gelince tavırları ortak oluyor. Biz işçilerin emeğini, alın terini sözleşme masasında harcamaktan bir an olsun çekinmiyorlar.

Yeterince örgütlü olmayışımız bizleri patronlar karşısında güçsüz bıraktığı gibi, kendi öz örgütlülüğümüz olması gereken sendikalar karşısında da söz hakkı olmayan pasif üyelere dönüştürüyor. Bizleri bir güç olarak görmüyorlar. Dalga geçer gibi iyi bir sözleşmeye imza attıklarından dem vuruyorlar. 130 bin işçinin iradesi bir avuç patronun emrine amade sendikacılar tarafından yok sayılıyor! Bizlere işverenler yalan söylüyor, iktidar yalan söylüyor, sendika yöneticileri yalan söylüyor. Kendi gerçekliğimizi en iyi biz biliriz. Hiçbirimiz lüks ve sefahat içinde yaşamıyoruz. Derdimiz ekmeğimizi biraz daha büyütmek ve biz de varız demek! İnatla yok saymalarına, isteklerimizi görmezden gelmelerine rağmen, bizi ciddiye almamalarına rağmen biz varız. Biz buradayız!

Nasıl ki her şeyi üreten bizsek, sabırla yeniden başlayacak, örgütlenecek ve bastığımız zemini sağlamlaştıracak olan da biziz. Daha önce metal işçileri MESS’e ve patronlara örgütlü işçinin gücünü nasıl gösterdiyse, yine göstereceğiz! Bunu da bir sınıf olduğumuzun bilincine vararak, gerçekleri görerek ve örgütlenerek yapacağız! Hiç kimsenin bundan kuşkusu olmasın!

  • İşyerlerinden [1]

Kaynak URL: https://uidder.org/gercekleri_biliyor_musunuz.htm

Links
[1] https://uidder.org/taxonomy/term/256