
Ben Gebze’de Birleşik Metal-İş’te örgütlü bir fabrikada çalışıyorum. Geçtiğimiz günlerde, greve bir adım kalmışken “bir Pazar günü” sendikamız ile patronların sendikası MESS’in anlaştığını sosyal medyadan öğrendik. Şok olmuştuk. Sendikamızın genel başkanı Gebze mitinginde bağıra bağıra “GREV” demişti, “kapitalizm” demişti, “patronların kölesi olmayacağız” demişti. Bu sefer grevle MESS’e metal işçilerinin gücünü gösterecektik. Patronların bunca zaman içinde bizi hiçe saymalarının elbette bir bedeli olmalıydı, grev ile anlamalarını sağlayacaktık. Öyle olmadı. Yıllarca sarılığından şikâyet edilen Türk Metal’in imzaladığı sözleşmeye bizim sendikamızın genel merkezi de imza attı. Üstelik başımızdakiler utanmadan sıkılmadan bunu başarı olarak sunuyorlar.
Sözleşmenin imzalanmasından önce ne oldu peki? Neden Gebze şubesi sözleşme sürecinde ikiye bölündü? Neden? Neden? Eski şube başkanı miting alanında gördüğü işçilere “dönüşüm muhteşem olacak” derken neyi kastetmiştir? Planlanan projenin zamanlaması tesadüf müydü? Amaçlanan neydi? Bunların üzerine sendikamızın genel merkezi sözleşmeyi sessiz sedasız sonlandırdığında, işçilerin sinirleri, öfkesi hepten yükseldi. İşyerlerinde işçilere patronların yapamadığını genel merkez bürokratları yaptı. Hepimizin morali bozuldu, kimimiz öfkelendik, kimimiz ağzına gelen küfrü etti.
Biz bu yola çocuklarımız için, geleceğimiz için çıktık. Biz “geçinemiyoruz, açız, artık yeter!” diyerek, geçinebileceğimiz bir ücret ve sosyal haklar için çıktık yola. Evet, daha fazla sesimizi çıkartmalıyız, örgütlenmeliyiz, daha fazla kenetlenmeliyiz! Unutmayalım ki sermaye daha fazla kazanmak için, sermaye yalakaları ise koltuklarını kaybetmemek için işçi sınıfının boyun eğmesini ve sesini çıkartmamasını istiyor. Türlü türlü oyunlarla elini kolunu kesmek istiyor. Susarsak, sinersek sermaye sınıfı haklarımızı daha azgınca tırpanlayacaktır.
Biz herkesin ne yaptığını, ne ettiğini görüyoruz. Kimin ne yazdığını, kimlerin kimlerle iş tuttuğunu anlıyoruz. Kimin nasıl kıvırdığını görüyoruz. Sırası geldiğinde hem haddinizi bildireceğiz hem boyunuzun ölçüsünü alacağız. Biz yenilmedik! Pes etmedik! Bu raunt böyle bitti, sıra sonrakinde!