
Kim yapıyor bu yolları, havaalanlarını, parkları, hastaneleri? Bitmek bilmeyen üretimi, hizmetleri kim yapıyor? Biri bitmeden yenisi başlayan projeleri kim yapıyor? Devlet mi? Hükümet mi? Sahiden onlar mı yapıyor bunları? Bence bizler yapıyoruz ve yaptırıyoruz tüm bunları… Neden mi böyle düşünüyorum? Geçen hafta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kırıkkale’de yaptığı bir konuşmayı izleme fırsatım oldu. Bir kere daha bu konudaki inancımı yineledi Erdoğan’ın sözleri.
Cumhurbaşkanı Kırıkkale’ye o güne kadar yapılan yatırımları ve hizmetleri anlatırken konuşmasının bir kısmını da ilde yaşanan doğalgaz sorununa ayırdı. Yatırımları, hizmetleri anlatan Cumhurbaşkanının konuşması sırasında söz ildeki doğalgaz meselesine geldi. Yardımcılarının hatırlatmaları ile Erdoğan, Kırıkkale-Kırşehir doğalgaz dağıtımını yapan Kırgaz şirketinin yetkililerini otobüsünün üzerine çağırdı ve onları azarlayarak altyapının bir an önce yapılmasını ve yılsonuna kadar gazın ulaştırılmasını buyurdu.
“Eee, ne var bunda?” diyeceksiniz, “doğru olanı yapmış”! Ama Erdoğan şirket yetkililerine dönüp şöyle devam etti: “Sizler iş adamısınız, para kazanmak istemiyor musunuz? Bitirin bu işleri!” Sonra kendini alkışlayan halka dönerek devam etti: “Siz de siz de… Bana bak! Siz de parayı vereceksiniz ha!” Evet! Gaz gelecek ama parayı Kırıkkaleliler verecek. Peki, ne oldu tüm bu yatırımları biz yapıyoruz, devlet yapıyor, bizim partimiz olmasa bu hizmetler olmaz nutuklarına? Tüm bunları yapan bir “biz” var ama o “biz” ne devlet ne iş adamları. O “biz” bizzat halkın kendisi. Zengin olan ise yine patronlar.
Yollar, barajlar, hastaneler, okullar hepsi bizim paralarımızla ve bizim emeğimizle yapılıyor. Görüyorsunuz yapabildiklerimizi! Zenginler, siyasetçiler olmadan da her şeyi yapma ve yaptırma gücümüz ve yeteneğimiz var. Devleti, bizi sömürmek için kullanıyor sermaye sınıfı ve artık bu, aleni olarak meydanlarda da dile getiriliyor. Hakkımız olan bize bağışlanmış gibi anlatılıyor ve bunun için hem şükran duymamız hem de ücret ödememiz isteniyor. Niye? Sermaye sınıfı zenginleşmeye devam etsin diye…
İşçi sınıfı olarak güçlüyüz ama örgütsüzüz. Yapabildiklerimiz ortada ama bir önemli eksiğimiz var o da örgütlü olmak. Sermayeye karşı mücadelede başarının ilk koşulu budur. Sizleri de sahip olduğumuz çatı altında, UİD-DER’de örgütlenmeye ve mücadeleye davet ediyoruz. Bir araya gelelim, öğütlenelim ve mücadeleyi büyütelim.