
Her sabah felaket senaryoları ile açıyoruz gözlerimizi. Yakın çevremizden, ailemizden aldığımız haberlerden ücretsiz izinlerin ve işten atmaların yaygınlaştığını, çalışma koşullarının ağırlaştığını ve haklarımızın git gide ellerimizden alındığını duyuyoruz. “İnsanlar yemek yerine taş mı kaynatacak?” diye düşündüğümüz bu dönem, bir kez daha bu sistemin bize düşman olduğu gerçeğini yüzümüze çarpıyor.
Hizmet sektöründe, sanayi sektöründe pek çok şirket batışa geçmiş durumda. Bizim payımıza da elbette işsizlik ve açlık düşüyor. Geçtiğimiz günlerde “Ekonomik İstikrar Kalkanı” adı altında açıklanan pakette bazı maddeler yer aldı. Hükümetin açıkladığı destek paketindeki maddeleri okuduğumuzda anlıyoruz ki destek bize değil alenen patronlara. Turizm, demir-çelik, gıda, otomotiv, tekstil gibi alanlarda faaliyet yürüten sermaye gruplarına yardım yapılacağı açıklandı. 100 milyar gibi bir bütçenin ayrılacağı bu pakette 98 milyar işverenleri kurtarmak amacıyla sermaye kesimine ayrılırken halka sadaka verir gibi 2 milyar lira ayrılmış durumda. İşverenlerin vergi borçlarının altı aya kadar erteleneceği yazarken emekçiler için de dalga geçer gibi şunları eklemeyi unutmamışlar: İstanbul ve Ankara da 65 yaş üstüne kolonya, maske yardımı yapılacak, 76 yaş üstü kişilerin eğer isterlerse bankalar tarafından maaşları evlerine getirilecek, 80 yaş üstü ve tek başına yaşayan kişilere ise devlet tarafından maddi yardım yapılacak. Hükümetin açıkladığı destek paketi ile bizim payımıza yine bir şey düşmediğini anlıyoruz aslında. Bu ekonomi paketiyle birlikte bizleri neyin beklediğini ve aslında onların hayata geçirmek istediği şeyleri de açıkça belirtmişler. Örneğin esnek ve uzaktan çalışma programları…
Açıklanan bu paketteki maddelerden bir kez daha gördük ki devlet yoksulları ve emekçileri düşünmez, düşündüğü tek şey sermaye sınıfının çıkarlarıdır. Lokmamıza, varımıza yoğumuza, geleceğimize, ekmeğimize göz dikenler biz sesimizi çıkartıp dur diyene kadar boğazımızı sıkmaya devam edeceklerdir. Aydınlık yarınlar için her zaman umudumuzu yeşertiyoruz ve bu günlerin sonsuza dek sürmeyeceğini biliyoruz. Bu karanlık günlerin ucundaki ışığa odaklandık. Örgütleniyoruz, örgütleneceğiz!