
Merhaba dostlar biz Esenyurt bölgesinde çeşitli fabrikalarda çalışan bir grup işçiyiz. Koronavirüs üzerinden insanlarda büyük bir korku oluşturdular. Burjuva medyası tarafından sistematik bir şekilde sindirilip korkutulan örgütsüz işçiler, adeta hipnoz edilmiş durumda. Yarattıkları bu korku atmosferinde biz işçilere şunları dayatıyorlar: İleride telafi çalışması yapmak üzere borçlandırma, esnek çalışma, yıllık izinlerin zorla kullandırılması, ücretsiz izinler… Maalesef birçok işyerinde bu tür uygulamalara karşı çıkılması gerekirken işçiler korona korkusuyla razı olmuş durumdadır. Oysa bizim şu günlerde talep etmemiz gereken ücretli izin hakkıdır.
Asıl tehlike bizim için şimdi başlıyor. Yıllık izinlerle başlayan bu tablonun işsizlikle son bulacağı aşikârdır. Daha şimdiden hizmet sektöründe işsizlik katlanmış durumdadır. Şimdiye kadar kapanan işyeri sayısı 144 bin 690 oldu. Toplamda Türkiye’de işsizlik oranı 8 milyona ulaşmış, dünya genelinde ise şimdiden 200 milyonu aşmış durumda. Şunu söylemek hiç de erken olmayacaktır, dünya genelinde yüz milyonlarca işçinin işsizlik ve açlıkla burun buruna geleceği kesin gibidir. Kapitalist sömürü düzeninin bize sunduğu açlık ve yoksulluktur. İşçiler olarak ne zaman birleştirirsek ellerimizi, sorgular ve yıkarsak bu kokuşmuş hastalıklı düzeni o zaman ne salgın hastalıklar ne işsizlik ne de açlık olur bu dünyada. Haydi kardeşler, birleştirelim ellerimizi, vuralım çarkı bozuk bu düzene. Bunca yalan ve dolanın sebebi Nâzım Hikmet’in şiirinde dediği gibi itaatkâr olalım diyedir.
Elleriniz balçık gibi itaatli,
Elleriniz karanlık gibi kör,
Elleriniz çoban köpekleri gibi aptal olsun, elleriniz isyan etmesin diyedir.
Ve zaten bu kadar az misafir kaldığımız
Bu ölümlü, bu yaşanası dünyada
Bu bezirgân saltanatı, bu zulüm bitmesin diyedir