
Bu eller ve bu anlamlı cümle mermer işinde çalışan Türkmenistanlı bir işçi kardeşimize ait. Bazı resimler vardır ki insana birçok şey anlatır, işte bu resim de onlardan biri. İnsanları asgari ücret düzeyinde yani açlık sınırının altında çalıştıran, “hepimiz kardeşiz” diyen ama her fırsatta işçilerin haklarını gasp etmeye yeltenen, biz işçileri en ağır koşullara mahkûm eden kapitalist sistem ve o sistemin efendilerinin eseridir bu ve benzeri resimler.
Biz işçilerin kanı ve canı üzerinden sermayeyi katlayarak büyüten kapitalizm, geldiğimiz noktada dünya çapında bir ekonomik çöküş yaşamaktadır. Fakat nasıl ki bugüne kadar sırtımızdan büyüdülerse şimdi de çöküşün bedelini bize ödetmek istemektedirler. Koronavirüs bahane edilerek işçi sınıfı, burjuvazi tarafından büyük bir korku atmosferine sokulmuş, adeta insanlar evlerinden çıkamayacak, yan yana gelemeyecek noktaya getirilmiştir. Daha düne kadar her ay yüzlerce işçinin iş cinayetlerinde katledilmesine ses çıkarmayan burjuvazi, şimdi ne oldu da bir anda tüm insanları ve de biz işçileri düşünür oldu? İnsan hayret ediyor. Daha düne kadar madenlerde işçilerin pisipisine ölmesine “kader, fıtrat” diyenler bugün ne oldu da korona salgınını köpürttükçe köpürttü? Bu salgının gündeme getirilmesi ve iyice gözümüze sokulmasıyla birlikte, bir anda ikiyüzlü fırsatçıların faturayı biz işçi sınıfına kesmeye başlamaları biz işçilere herhalde çok şey anlatıyordur. Bugün esnek çalışma, işten atmalar, kısa çalışma gibi uygulamalar devreye sokulurken yarın kıdem tazminatının gasp edilmeyeceğinin bir garantisi var mı? Burjuvazi bu uygulamalarla resmen yüzümüze “saf olma kardeşim” diye haykırmıyor mu? Resmin sahibi Türkmen işçi kardeşimizin sorduğu gibi koronavirüs mü daha tehlikeli yoksa insanlığı uçurumun kenarına getiren kapitalist sistem mi? Unutmayalım, kapitalizme karşı mücadele etmeden koronavirüse karşı mücadele veremeyiz.