
Geçimini hurda ve kâğıt toplayıcılığı yaparak sağlayan sınıf kardeşlerimizle ilgili can acıtıcı bir haber okudum geçtiğimiz gün. Sırtladıkları koca koca kâğıt toplama araçlarıyla sabahın erken saatlerinden gecenin geç vaktine kadar şehri karış karış gezen bu işçilere 5 bin lira para cezası verilmiş. Koronavirüs tedbirlerini çiğnemişler güya...
Hayatlarını devam ettirebilmek yani “YAŞAMAK” için bu zor koşullara katlanan bu insanlara para cezası yetmezmiş gibi kâğıt taşıdıkları motorlu araçlar da belediye ekipleri tarafından çekilmiş. Hangi anlayışa, hangi vicdana sığar diye düşünüyoruz bu haberleri okuyunca… Tam da bu sistemin sahiplerinin vicdanına sığacak bir olay bu. Kâğıt toplamak yasak! Peki, başka iş var mı? Yok. Yardım var mı? O da yok! Koronavirüs var, bir de çeşit çeşit yasak… “Sosyal” devletimiz işbaşında anlaşılan! Tepkiler üzerine ceza geri çekildi ama ya bu ceza medyada gündem olmasaydı ne olacaktı?
İşsizliğin arttığı, işçilerin iş yükünün ağırlaştığı bir dönemden geçiyoruz. Bizlerin ses çıkarmasından ne denli korktuklarını biliyoruz. Hükümetler tarafından abartıldıkça abartılan, insanlarda ruhsal hastalık yaratacak dereceye getirilen şişirilmiş virüs paniği ile yasaklar, baskılar artıyor ve bu durum normalleştiriliyor. Ekmeğimize göz dikenler aldıkları tedbirlerle sanki bizleri düşünüyormuş imajı yaratıyorlar bir de... Bu sefalete ses çıkarmamamız isteniyor. Ezildiğimiz, hor görüldüğümüz bu düzenden kurtulmadan bize rahat yok artık! Sesimizi çıkarabildiğimiz kadar çıkaracağız, duyurabildiğimiz kadar duyuracağız!