
Dünyanın birçok ülkesi bugün ekonomik krizle sarsılıyor. Ekonomik kriz nedeniyle pek çok işyeri kapanıyor, kısmi çalışma adı altında yarı zamanlı çalışma sistemine geçiliyor, esnek çalışma yaygınlaştırılıyor. Patronlar işçileri işten atıyor, ücretsiz izne gönderiyor, işçiler belirsiz bir sürecin içine itiliyor. Patronlar “koronavirüs” bahanesiyle gerçekleri gizlemeye, ekonomik krizin yükünü işçilere yıkmaya çalışıyorlar.
Tüm dünyada kölelik koşullarında çalışan sağlık işçilerine boyun eğdirilmek isteniyor. Mesela ABD’deki bazı hastanelerde Covid-19 salgını nedeniyle zorlaşan çalışma şartlarını ve tıbbi malzeme eksikliğini dile getiren sağlık işçileri işten çıkarılmakla tehdit ediliyor. Çalıştığı hastanelerdeki ekipman eksikliği hakkında medyaya röportaj veren Ming Lin adındaki acil tıp teknisyeninin ertesi gün hastane ile ilişiğinin kesildiği ortaya çıkıyor. Öte yandan ABD sağlık bakanlığı yabancı uyruklu doktor alımı yapacağını açıklıyor.
Türkiye’de de durum farklı değil. 1 Ocak 2020 verilerine göre Türkiye’de hekim başına 498, hemşire başına 431 kişi düşmekteydi. Sağlık sektörü neredeyse 10 kişilik, 15 kişilik işin bir işçiye verildiği bir sektör çoktandır… Üstelik tablo buyken koronavirüs nedeniyle hastaneler daha da yoğunlaştı. İnsanların kimi koronavirüsten, kimi ise egemenlerin zihnine enjekte ettiği korku virüsünden akın ettiler hastanelere… Yoğun bakımlar tıklım tıkış, acil servisler hasta kaynıyor. Bu yoğunluk karşısında sağlık işçilerinin sayısı yetersiz kalıyor. Sağlıkçılar uzun saatler boyu çalıştırılıyor, dengeli ve sağlıklı beslenemiyor ve uyku ihtiyacını bile zar zor giderebiliyor. Personel yetersizliği alenen ortada fakat pek çok özel hastanede ve kamudaki şirketlerde çalışan sağlık işçileri işten atılıyor veya ücretsiz izne çıkarılıyor. Mesela geçtiğimiz günlerde Şişli Etfal Hastanesi ultrason bölümü çalışanı 7 işçi işten atıldı. Taşeron firma çalışanı olan işçiler “hasta yok, işler düştü” gerekçesiyle kapının önüne koyuldu. Aynı anda başka bir şey daha oldu. Sağlık Bakanı kamuda ve özel hastanede çalışan işçilerin 3 ay süresince istifa etmesinin, emekliye ayrılmasının yasaklandığını açıkladı. Yani patronlar istediği gibi işçi çıkarabilir bu yasak değil ama işçiler istifa edemez, yasak!
UİD-DER’in web sitesinde çıkan “Sağlık İşçilerinin Alkışa Değil Birliğe İhtiyacı Var” adlı bildiriyi hatırlayalım. Bu bildiride tüm sağlık işçilerinin ortak talepleri yer alıyor; “İşten Atmalar Yasaklansın! Ekonomik Krizin Faturası Patronlara!”, “Fazla Mesai Dayatmasına Son Verilmeli, Çalışma Süreleri Derhal Kısaltılmalıdır!”, “Tüm İşsiz Sağlık İşçilerine İş!” Bu talepleri tüm sağlık işçileri olarak sahiplenmeli, taleplerimiz etrafında birleşmeli, mücadeleyi sürdürmeliyiz. Bizler çok iyi biliyoruz ki kapitalistler gölgesini satamadığı ağacı keserler, söz konusu “sağlık” olsa bile! Unutmayalım işçiler birlik olursa karşısında hiçbir kuvvet duramaz. O yüzden patronların bizleri yük olarak görmelerine, yok saymalarına izin vermeyelim. Taleplerimizi yükseltmeye devam edelim.