
Yılanlar, sırtlanlar, akrepler, ayılar, kurtlar, çakallar, örümcekler… Bazı canlıların, hayvanların isimleri bile yüzyıllar boyunca insanları korkuttu ve dehşete düşürdü. İnsanlar zamanla bu korkutucu hayvanlardan kendilerini korumayı ve hatta bugüne doğru geldiğimizde bu hayvanları hayvanat bahçelerine kapatmayı başardı.
Ama bu günlerde adeta her şey yeniden geriye doğru savruldu. Ne gariptir ki insanlar geçmiştekine benzer biçimde şok, dehşet ve kâbusu yaşamaya devam ediyor. Bilimkurgu filmlerinden yayılan görüntülerden veya fantastik edebi eserlerdeki uzaylı istilasından bahsetmiyoruz. Bir grip virüsünden küresel bir felaket senaryosu çıkaran modern çağın gulyabanisi, ölümcül virüsü kapitalist sistemden başkası değildir.
Kapitalist sistem ilk ortaya çıktığı günden bu yana gözü dönmüş bir canavar gibi, sağa sola saldıran devler gibi insanların geleceğini mahvediyor. Milyarlarca işçi ve emekçi güne endişe, korku ve karamsarlıkla uyanıyor. İşsizlik, kölece çalışma, yoksulluk, güvencesizlik, hastalık, şiddet ve daha nice belalarla dolu bir hayat yaşıyor milyarlarca insan. Geçmişte deprem, sel, yangın gibi doğal afetlere çözüm bulan insanlar, modern çağın belaları açlık, yoksulluk, savaş ve şiddete çare bulamıyor. Çünkü kapitalizm canavarını yok etmek gerekirken bunu henüz başarmış değiliz.
İnsanlık dünya ölçeğinde büyük bir açmaz ile karşı karşıya; ne kadar versek doymak nedir bilmeyen bir canavar ile karşı karşıyayız. Makine başlarında gece gündüz çalışmaya rağmen canavarın ne gözü ne midesi doyuyor. Tarihte eşine az rastlanır zenginlikler üretildi. Nice zenginlikler üretmemize rağmen aynı canavar soyu “yeter” demiyor bir türlü… Üstelik gemi azıya almış dünyayı ve insanlığın bütün birikimini dümdüz etmek üzere esip gürlüyor.
Gözle görünen bütün canavarları teker teker yok eden insanlar, kapitalist canavara karşı ne yapabilir? Geçmişin efsanelerinde anlatıldığı gibi içimizden bir kahraman çıkıp bu canavarı yok edebilir mi?
1 Mayıs’ı dünyaya armağan eden Enternasyonal, dünya işçilerinin kavga örgütüydü. İşçileri birliğe çağırıyordu. Dinine, diline, ırkına bakmaksızın tek bayrak altında kapitalizme karşı mücadele ediyordu işçiler. İşte biz işçilerin “kahraman”dan anladığı içinde olduğu, mücadelesine destek verdiği böylesi bir mücadele örgütüdür. Bu kavga bugün çok daha anlamlıdır. Bütün dünyada işçiler birlikte hareket etmeden bu pislik ortadan kalkmayacak. Dünyayı etkisi altına almış canavara teslim olmayacak insanlık. Gelin ortak düşmana karşı ortak mücadeleye katılalım. Gelin UİD-DER çatısı altında bu kutsal mücadeleye destek verelim.