İşçi sınıfına dönük saldırılar hem yasal yollarla hem de yasadışı yollarla artarak devam ediyor. Bu saldırılardan biri de taşeronluk sistemi. Bu uygulama yüzünden koşullar gün geçtikçe daha da kötüleşiyor. Artık işler öyle bir noktaya geldi ki, kimin işini yaptığımızı bile bilmiyoruz. Örneğin tersanedeki taşeron firmalardan biri olan Aktaşan Gemicilik, asıl firma olan Tuzla Gemi’den işi alıyor ve aynı tersanedeki bir başka taşeron firma olan Başkent Gemicilik’e 70 YTL’ye veriyor. Başkent Gemicilik ise aldığı işi, 38 YTL’ye kendi işçilerine yaptırıyor. Hatta vergi iadesi de dahil. Firmalarını değiştirmek isteyenlere de kapı gösteriliyor. Zaten taşeron şirketler de kendi aralarında anlaşmalı iş yapıyor, bir firmadan diğerine geçmek o kadar kolay değil. Aynı zamanda işçiler üzerindeki kısıtlamalar da artmış durumda.
Yine aynı tersaneden bir örnek daha vermek istiyorum. Soyunma odasının kapısına namaz kılma vakitlerini belirten bir çizelge asılmış. Çizelgede şunlar yazıyor: “Öğlen namazı öğlen yemeğinde, ikindi namazı 10 dakika, akşam namazı akşam evinde.” Bu arada geçtiğimiz Ramazanda ise mesai olduğunda iftar saatinin yerine 1 saat fazla çalıştırılıyorduk.
Bütün bunlar gerek bizim sektörümüzde gerekse diğer sektörlerde patronların bizim üzerimizden daha fazla kâr elde etmek için çevirdiği dolapların çok küçük birkaç örneğinden ibarettir. Bizler sadece bu ve benzeri hesapları engelleyebilmek için bile örgütlenip mücadele etmek zorundayız.