Hükümetin koronavirüse karşı sözde bir dizi ekonomik önlem aldığını, bunu da Cumhurbaşkanının açıkladığını hepiniz hatırlarsınız. Adına da “Ekonomik İstikrar Kalkanı” demişlerdi. Paketin içeriğine bakınca hangi sınıfı korumak için hazırlandığı veya kriz karşısında kimlere kalkan olunacağı belli olmuştu. Paketten patronlara 100 milyar liralık kıyak çıkarken, işçiler ve emekçiler için çıka çıka dua, sabır ve kolonya çıkmıştı. Açlık sınırının 2300, yoksulluk sınırının 7300 lira olduğu günümüzde en düşük emekli maaşının da 1500 liraya yükseltileceği müjdelenmişti! Kendileri saraylarda yaşarken emeklilere sadaka denebilecek bir ücreti reva görüyorlar! Üstelik bununla da yetinmedikleri ortaya çıktı, ne kadar ikiyüzlü ve çıkarcı oldukları bir kez daha ortaya serildi!

İşin aslı hiç de onların anlattıkları gibi değil. Evet, Hazineden sağlanacak ek destekle en düşük emekli aylığını 1500 liraya çıkaran karar Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi. Emeklilerin eline geçen taban maaş 1500 lira olacak. Fakat altı ayda bir yapılan maaş zammı 1500 liraya değil, emeklinin eski maaşına yapılacak. Örneğin maaşlara yüzde 5 zam yapıldığında 1000 liralık emekli aylığı 50 lira artarak 1050 liraya çıkacak. Hazineden emekliye aktarılan ek ödeme ise 500 liradan 450 liraya düşecek. Emeklinin aylık geliri ise yine 1500 lirada kalacak.

Aslında gerçekler gün gibi ortada. Oynanan oyunlara karşı uyanık olmalıyız. Uyanık olmak için de örgütlü olmak gerekir. İster emekli ister çalışan, hepimiz işçi sınıfının bir parçasıyız. Mücadeleden kaçtığımız sürece bunların oyunları da bitmez, vicdansızlıkları da ikiyüzlülükleri de… Örgütlü olursak, mücadele edersek patronlar ve onların siyasi temsilcileri bizleri kandıramaz.