
İşçi sınıfına yönelik çok ağır saldırıların gündemde olduğu bir dönemde karşılıyoruz 2020 1 Mayıs’ını. Kapitalist sömürü sistemi eşi görülmemiş bir ekonomik kriz sarmalının içerisinden çıkmaya çalışıyor. Ekonomik yıkımın, krizin etkileri de hızla tüm dünyaya yayılıyor. Paçayı kurtarmak isteyen kapitalist sistem tüm aygıtlarıyla işçi sınıfına karşı psikolojik bir savaş örgütlüyor. Yaratılan Covid-19 paniği nedeniyle meydanlarda hak arayan öfkeli kalabalıklar evlerine çekildi, sokaklar boşaldı. Hak arayışları, sendikal mücadeleler adeta rafa kaldırıldı. Ama biz bilinçli işçiler 1 Mayıs ruhuna sahip çıkıp örgütlenmeye devam edeceğiz, bu kasvetli ve zorlu zamanları mücadelemizle aşacağız.
1 Mayıs, Türkiye’de uzun yıllar yasaklı kaldı. Bu uzun yılların ardından ilk kitlesel 1 Mayıs mitingi 1976’da, DİSK öncülüğünde Taksim Meydanında gerçekleştirildi. İşçi sınıfı dev gövdesiyle, mücadele azmiyle ve disipliniyle çıkmıştı meydanlara. Bakın o tarihte Maden-İş dergisinde yayınlanan mektubunda ne diyordu bir işçi ağabeyimiz:
“İşçilerin davranışını sınıf çıkarları yönünde etkileyip, değiştirmeyen seminerler, ne kadar çok kişiye ve ne denli uzun süreyle yapılmış olursa olsun başarısız kalmış demektir. Bizler, sendikamızın seminerlerinde, işçi sınıfının sendikal savaşımını ve tarihini öğrendik. 1 Mayıs’ın Bahar Bayramı olmadığını öğrendik. Gördük ki 1 Mayıs 1886 yılında ABD’nin Şikago şehrindeki işçi kardeşlerimizin yaptığı Genel Grev’in anma günüdür. 1 Mayıslarda dünya işçileri, işçi sınıfının birlik ve dayanışma içinde olmasının gereğini bir kere daha kavrar. Kazanımlarını korumak, bunlara yenilerini katmak üzere işçi sınıfının birlikte mücadele ederek dayanışmasını geliştirmeye çalışır. İşte bu nedenle 1 Mayıs gösterileri işçi sınıfı eğitiminin çok önemli bir parçasıdır. 1 Mayıs işçi bayramı işte bu nedenle, yani işçiler bilinçlenmesin diye tam 51 yıldır, sermaye sınıfınca engellendi. İşçiler birlik ve dayanışmanın önemini ve birleştikleri zaman güçlerini kavramasın diye 1 Mayıs 1925 yılından beri Türkiye işçi sınıfına, Bahar Bayramı olarak kutlatıldı.”
1 Mayıs 1976’nın Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde özel bir yeri, özel bir anlamı vardır. O gün 51 yıllık yasak kırılmış, sermayenin tarihsel baskısına rağmen 1 Mayıs İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü olarak kutlanmıştır. 1 Mayıs, çarkı bozuk bu düzene karşı isyanın adıdır, 1 Mayıs karanlıkları elleriyle parçalayıp, güneşi kucaklayanların özgürlük şarkısıdır. Egemenler unutmasınlar ki bir gün elbet bu kara bulutlar dağılacaktır. Beklenen günler, güzel günlerimiz ellerimizdedir.