
Dünya tarihinde birçok kez biyolojik veya kimyasal silah tehditleri söz konusu olmuştur, olacaktır. Bizler biliyoruz ki tehditlerden korkmak, yeri geldiğinde gerekli tedbirleri almak tüm insan topluluklarında geçerli olan bir şeydir. Ancak en ilkel insan toplulukları bile tehlikenin kaynağını merak eder ve bununla da yetinmeyip mümkünse bu kaynağı ortadan kaldırmaya çalışır. Örneğin eski tarihlerde yırtıcı hayvanlardan korunmak için ağaçlarda, mağara inlerinde yaşayan insanlar zayıflıklarını aşmak istemişler, bunun yollarını merak etmişler, neticede farklı koruyucu aletlerle korunmuşlardır. Doğayla uyumlu yaşamayı benimsemişler, yerleşik hayata geçiş ile korunma seviyelerini de arttırmışlardır.
Günümüze gelirsek yine büyük bir tehditle karşı karşıyayız. Durun bir dakika, aklınıza hemen Covid-19 gelmesin. Evet, devlet başkanları, burjuva medya bu salgını dünyanın karşılaştığı en büyük tehditmişçesine pazarlıyor insanlara. Oysa bizler UİD-DER’li örgütlü işçiler olarak dünyanın karşı karşıya kaldığı en büyük tehlikenin kapitalizm olduğunu biliyoruz ve Kapitalizm-20 versiyonunun bizlere nasıl bir hayat sunduğunu yaşayarak görüyoruz. Atalarımızdan aldığımız ders neticesinde, doğayı ve insanlığı bir yok oluşa götüren, Covid-19 gibi nice virüslerin kaynağı olan bu hastalıklı sisteme karşı mücadele ediyoruz.
Evet, kardeşler biz UİD-DER’li işçiler salgınların, savaşların, açlık ve yoksulluğun olmadığı; insanların yurtlarından göç etmek zorunda kalmadığı, doğanın kâr hırsı uğruna talan edilmediği, bilimin bir avuç insanın refahı için değil tüm insanlığın yararına kullanıldığı sınıfsız-sömürüsüz bir dünya kurmak için örgütlü mücadelemize devam ediyoruz. 1 Mayıs’ın yaklaştığı şu günlerde örgütlülüğümüzün önemini yeniden kavrıyoruz. Unutmayalım her türlü belanın kaynağı Kapitalizm-20’dir ve yeni versiyonların gelmemesi bizim elimizdedir!