
1 Mayıslarda içimde oluşan heyecan, zihnimde yankılanan sloganlar, karınca sürüsü misali ucu bucağı görünmeyen insan seli… UİD-DER kortejinde pankart taşıma görevlisi olmam… 2 sefer tattığım ve bundan sonra da her ne olursa olsun tekrar tadacağımdan emin olduğum işçi sınıfının başı dik, onurlu yürüyüşü…
Her yılın bir önceki yıldan daha dinamik ve kalabalık olduğu 1 Mayıs meydanlarını görmeyen bilemez. Sesimizin tüm dünyaya yayıldığı bu şöleni çok özledim. Attığımız sloganlar zihnimde, işçi kortejimizin bölükler halinde patronlara karşı dik duruşu gözlerimin önünde… Mücadele arkadaşlarımla omuza vererek meydanı doldurmamız ve kapitalist sisteme karşı dimdik ayakta oluşumuz… İşçilerin ne kadar güçlü olduğunu patronlara göstermek muazzam bir duygu... Hele ki bu duyguları en doğru yerde, UİD-DER’de yaşamak bambaşka. Örgütlülüğü yaşamak, burada bilinçlenmek, burada öğrenmek, bu bilinci yaymanın gerekliliğini esas almak insanı derinden etkiliyor. Bunlar bence her işçinin yaşaması gereken duygular.
1 Mayıs ruhunu yaşatmanın, bu ruhu çevremdeki işçi arkadaşlarıma yaymanın onurunu bir kez daha yaşıyorum. Belki alanlarda kucaklaşmanın, omuz omuza vermenin tadını yaşayamadık bu sene ama mücadelemizi kaldığımız yerden yükseltmeye, bu onuru yaşamaya devam ediyoruz. Biz işçiler oldukça, hayatı var eden eller oldukça 1 Mayıs ruhu yaşatılacaktır. Bunca ezilmişliğe, bunca eşitsizliğe dur demenin vakti geldi de geçiyor. Gelecek neslimize daha güzel bir hayat sunabilmek için ve hayatımızın kalan yıllarını kardeşlik, dostluk, sınıf bilincine dayalı olarak geçirmek için, onurumuza sahip çıkmak için örgütlenmeliyiz. Patronlara, bizi sömürenlere, hayatlarımızı hiçe sayarak sırtımızdan geçinenlere dur diyelim!
Yaşasın UİD-DER’le 1 Mayıs!
Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!