
Egemenler tarafından tüm dünyada bir paranoya yaratılmış durumda. Yaratılan korku iklimi ile insanlar sorgulamıyor sadece virüsten korkuyor. Bu endişeleri taşıyan bir arkadaşla sohbet ettik. Maskeyle gelmişti yanımıza, önce kolonya tuttu bize. Sohbetimizi daha verimli hale getirmek için İşçi Dayanışması gazetemizde çıkan “Korku Tüneline İtilmiş Toplumlar Körleşir” [1] yazısını okuduk. Arkadaşın gerginliği bir anda kayboldu. Gazetemizde ve uidder.org sitesinde çıkan yazıların ışığında uzunca sohbet ettik. Arkadaş yanımızdan ayrılırken “aslında evde de buluşabilirdik, bir dahakine eve bekleriz” dedi.
Siyasi iktidar ve patronlar sınıfı kendi çıkarları için ürettikleri zehirli düşünceleri, medyaları üzerinden emekçilere enjekte ediyor. Ellerindeki tüm araçlarla işçileri adeta ahtapot gibi dört bir taraftan sıkı sıkı sarmış durumdalar. Toplumu korku tüneline sürüklüyorlar. İnsanlar sorunlarını konuşamaz, dertlerini paylaşamaz oldu. Fakat bizim de elimiz kolumuz bağlı değil. Korkuya sürüklenmiş bu arkadaşımız gazetemizden okuduğumuz bir yazı ile endişelerinden uzaklaşmakla kalmadı, o sohbetin üzerinden kısa bir süre sonra evinin kapılarını açtı bize. Eşi ve çocukları ile sohbet ettik, hep birlikte mücadele tarihimizden kesitler sunan bir belgesel izledik. Evin çocukları yine gazetemizde çıkan “Bir Fare Kapanı Öyküsü”nü dinleyince keyiflendiler. Yaklaşık dört saat boyunca yaptığımız sohbetin içerisinde virüsün esamesi bile okunmadı.
Bugünün efendileri şimdilik istedikleri gibi gündemi belirliyor olabilir fakat UİD-DER’li işçiler de olayları kendi sınıf pencerelerinden yorumlama hünerine sahip. Onların gündemine hapsolmak zorunda değiliz, kendi gündemimizi belirleyecek fikirlere ve araçlara sahibiz. 1 Mayıs’ı geride bıraktık ama bize kendi coşkumuzu da yaşadık. Burjuvazi ne yaparsa yapsın 1 Mayıs ruhunu yüreklerimizden söküp alamaz, 1 Mayıs’ı bize unutturamaz. İnsanların eve hapsedilmeye çalışıldığı, işçi ve emekçilerin yalnızlaştırıldığı bu dönemde üzerimize daha çok sorumluluk düşüyor. Egemenlerin korku politikalarına karşı tüm kapıları açalım. İşçi ailelerini yalnız bırakmayalım ve dahası birleşelim.