
8 Mart 2020… Şili’de milyonlarca emekçi kadın meydanlardaydı. Dünya kadınlarına ilham veren mücadeleleriyle hayat pahalılığına, eşitsizliğe hayır diyorlardı. “Grevdeyiz” diye haykırıyorlardı. “Krizin faturasını ödemeyeceğiz” sloganları ve öfkeleriyle Arjantinli kadınlar da meydanlardaydı. Meksikalı kadınlar on binler, yüz binler olup “özgür değiliz, güvende değiliz, o halde grevdeyiz” diyorlardı. Almanya’da meydanlarda “Kadınların mücadelesi insanlığın mücadelesidir” sloganları yükseliyordu. Endonezyalı kadınlar “Düşmanımız erkekler değil kapitalizmdir” diyorlardı. Filipinler’de emekçi kadınlar eşit işe eşit ücret ve iş güvencesi sloganlarını yükseltiyorlardı. Norveç’te, Irak’ta, İspanya’da, Pakistan’da, Kırgızistan’da, Türkiye’de… Emekçi kadınlar meydanlardaydı. Çünkü emekçi kadınlar sömürüye, cinsiyet ayrımcılığına, yoksulluğa, adaletsizliğe öfkeli!
Egemenler bu öfkeden çok korkuyorlar. İşte bu yüzden koronavirüsü bahane ederek 1 Mayıs’ta işçilerin, gençlerin, emekçi kadınların meydanlara çıkmasına, seslerini, duyurmasına mani oldular. Onlar yasaklarla, baskılarla, korku ve panik yaratmakla emekçi kadınların öfkesini bastırabileceklerini, düşlerini soldurabileceklerini zannediyorlar. Oysa egemenlerin unuttuğu bir şey var: Biz işçileri, emekçi kadınları evlerimize hapsetseler de ne kapitalizme karşı öfkemizi ne 1 Mayıs’a sahip çıkma irademizi ne de mücadelemizi yok edebilirler!
Mücadele örgütümüz UİD-DER, “Korkuya Teslim Olmuyoruz, 1 Mayıs Ruhuna Sahip Çıkıyoruz” diyerek biz işçileri, emekçi kadınları, sınıfımızın gençlerini, evlatlarını 1 Mayıs’ta tek yürek olmaya çağırdı. Bizler de emekçi kadınlar olarak bu çağrıya kulak verdik ve işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma gününde sınıfımızın mücadelesinin coşkusuyla birleştik. UİD-DER 1 Mayıs’ta geçmişten geleceğe, işçiden işçiye, fabrikadan fabrikaya, evden eve, yürekten yüreğe köprüler kurarak bizi birleştirdi, yan yana getirdi. Yüreklerimiz, öfkemiz, yumruklarımız yan yanaydı. Genç-yaşlı, kadın-erkek işçiler olarak öfkemiz, taleplerimiz, sloganlarımız, özlemlerimiz, düşlerimiz birdi, ortaktı. UİD-DER nasıl bizi geçmiş senelerde alanlarda kıpkızıl bir kortej olarak birleştirdiyse bu yıl da 1 Mayıs coşkusuyla birleştirdi. İşçi sınıfının geçmişten bugüne uzanan mücadelesini, ne kadar büyük bir sınıfın evlatları olduğumuzu yeniden hatırlattı. İşçi kardeşlerimizin farklı illerden, sanayi bölgelerinden, işçi mahallelerinden, fabrikalardan, atölyelerden iki gün boyunca UİD-DER sitesine akan mesajlarıyla sınıf dayanışmasını, sınıf kardeşliğini, 1 Mayıs coşkusunu yüreğimizin derinliklerinde hissettik. Birbirimize ve çocuklarımıza, kapitalizmi yıkmak için, daha güzel bir dünya kurmak için mücadelemizi sürdüreceğimize söz verdik.
Egemenlerin oyunları, baskıları UİD-DER’in bize aşıladığı 1 Mayıs ruhunu karartmaya yetmedi, biz yine kol kolaydık, yan yanaydık, omuz omuzaydık. “Günlerin bugün getirdiği baskı zulüm ve kan” olsa da mücadelemizle yepyeni bir güneş doğacağını biliyoruz. Biz işçilere, emekçi kadınlara bu bilinci ve gücü aşılayan, bizleri 1 Mayıs coşkusuyla birleştiren UİD-DER’e yürekten teşekkür ediyoruz. UİD-DER Yürüyor, Mücadele Büyüyor, Emekçi Kadınlar Güçleniyor!