Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği sitesinde yayınlanmıştır (https://uidder.org)

Anasayfa > Etkinliklerimiz > Sınıf Penceresinden Gerçekleri Öğreniyoruz

Sınıf Penceresinden Gerçekleri Öğreniyoruz

Esenyurt’tan bir grup genç

11.05.2020

Bugün her ne kadar işçi sınıfının tarihi bize unutturulmaya çalışılsa da gerçeklerin üstü örtbas edilemiyor. Örneğin Nejat Elibol’un Direnen Haliç romanında bizlere aktarılan gerçekler gibi. Bu gerçeklerin yaşandığı yer Haliç bölgesinde, eskiden büyük fabrikaların olduğu bir yer. Haliç’in mücadele tarihimizle ne kadar dolu olduğunu, bizden önceki işçi kuşaklarının deneyimlerini okuduğumuz kitap vasıtasıyla bir kez daha bilincimize kazıyoruz. İşte bu bilinçle işçi sınıfının gençleri olarak koronavirüsten önce Haliç ve tarihi yarımadaya bir gezi düzenledik ve duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle de paylaşmak istedik.

Bir işçi-öğrenci genç: Öncelikle UİD-DER’le yaptığımız tüm faaliyetler gibi bu etkinliğin de ne kadar öğretici, geliştirici, doyurucu olduğunu belirtmek istiyorum. Hem tarihi yerleri gezmek hem de yakın tarihimizdeki sınıf mücadelesi üzerine düşünmek, sohbet etmek bazı şeyleri daha net oturttu kafamda. Haliç’in bize anlatıldığı gibi bir yer olmadığını, zamanında burada bulunan fabrikaların işçi sınıfının örgütlülüğünü dağıtmak için nasıl taşındığını bu gezi vasıtasıyla bir kez daha gördüm. Bu yüzden tarihimizi öğrenerek işçi arkadaşlarımıza da anlatmamızın ne kadar değerli olduğunu bilmeliyiz diye düşünüyorum.

Dokuma işçisi-1: Gezdiğimiz yerlerdeki yapıların bir tarihi olduğunu ve gezerken bu gözle bakmamız gerektiğini öğrendim. Bizden önceki işçilerin haklarını savunmaları ve bizim de o yerleri gezmemiz beni ayrıca etkiledi. Çünkü işçilerin birbirine güven duyarak ve örgütlenerek elde ettikleri kazanımların unutulmaması bizim ileride karşılaşacağımız sorunlarla mücadelemiz için bizlere ışık tutacaktır.

Dokuma işçisi-2: Tarihi yerleri gezerken daha bilinçli olmamız gerektiğini anladım. Mesela daha önce Haliç’in kirli bir yer olduğunu duymuştum. Ancak neden pis olduğunu tam olarak bilmediğimi anladım. Ben insanların kirlettiğini düşünüyordum, oysaki zamanında fabrikalarla dolu bir yer olduğunu ve kirliliğin asıl kaynağının fabrika atıkları olduğunu öğrendim.

Dokuma işçisi-3: Daha önce de gezdiğimiz yerleri, bilgi sahibi olarak ve olayları, tarihi bilerek geziyor olmanın ne kadar doyurucu olduğunu anladım. Bu tarz gezi ve etkinlikleri daha fazla yapmamızın ve tarihi yerlerin ve olayların gerçek hikâyelerini sınıf penceresinden öğrenmemizin ne derece kıymetli olduğunu gördüm. 

Bir elektronik işçisi: Aslında bizim tarihimiz bize unutturulmuş. Gezdiğimiz yerlerdeki tarihi binaların bilgilendirme yazılarında hep “şu padişah yapmış”, “bu bey restore etmiş” gibi açıklamalar var. Oysa biz biliyoruz ki o yapıların hepsindeki asıl emek egemenlere değil emekçilere ait. Bize bu bilgileri ne okulda ne de patronların medyasında veriyorlar, vermeyecekler de. O yüzden biz işçilerin tarihini yine biz işçiler aydınlatacaktır.

Bir eğitim işçisi: UİD-DER’de aldığımız bilgilerin ne kadar değerli olduğunu anladım. Örneğin tarihi yerleri gezerken onun içinde yatan işçiliği görmek, fabrikaların bulunduğu yerleri gezerken zamanında orada çalışan işçiler olduğunu bilmek insanı ayrı bir hisse sokuyor. Ayrıca biliyoruz ki bize aktarılan tarih egemenlerin dilinden anlatılan tarihtir. O yüzden günümüze kadar aktarılan ve bir örneğini okuduğumuz kitapta bulduğumuz işçi mücadeleleri de işçi sınıfı güçlü olduğu takdirde ileriki kuşaklara aktarılacaktır.

Bir öğrenci:Direnen Haliç romanında işçilerin kendi önyargılarını yıkmasını okudum ve işçiler bir araya geldiklerinde sorunlarının aynı olduğunu gördüm.  

  • Etkinliklerimiz [1]

Kaynak URL: https://uidder.org/sinif_penceresinden_gercekleri_ogreniyoruz.htm

Links
[1] https://uidder.org/taxonomy/term/210