[Kapitalizm Öldürür! İşçiler Ayağa Kalkın!]
Dünya egemenleri, kapitalist sistemin krizini gizlemek için koronavirüs salgınını adeta bir örtü olarak kullanıyorlar. Her fırsatta ekranlardan boy gösterip “sosyal mesafeye” dikkat etmemiz gerektiğini söylüyorlar. Sözde alınan önlemler kapsamında bu işten zararlı çıkanlar yine işçiler oluyor. Neden her sorunun günahı biz işçilere kesiliyor? Dünyada virüs bahanesiyle insanları evlere tıkıp ekonomik krizi örtbas etmeye çalışan hükümetler ve patronlara karşı örgütlü işçilerin verdiği yanıtlar çok anlamlıdır.
Covid-19 salgını bahanesiyle işçilerin sosyal haklarına ve iş güvencelerine dünyanın birçok ülkesinde neredeyse eşit zamanlarda benzer saldırılar gerçekleştirildi. Aynı söylemler farklı ülkelerin egemenlerinden aynı nakaratla dillendirildi. Toplumun her kesimine “güvenlik önlemleri” adı altında korku nöbetleri yaşatılarak “bu virüs çok tehlikeli ve ölümcüldür evde kalmazsanız öldürür” denildi. Koronavirüs salgınının ortaya çıktığı günlerde biz UİD-DER’li işçiler, tabi ki bu propagandaya inanmadığımız gibi altında yatan sebeplerin neler olduğunu da anlamaya çalıştık. Çünkü geçmişten öğrendiğimiz bir gerçek var ki o da patronlar sınıfı ağız birliği yapıp milyarlarca insana aynı şeyi dayatıyorlarsa mutlaka korktukları bir şeyi örtbas etmek için yapıyorlardır. Tarihin tozlu takvim yaprakları göründü ve kriz zamanında yapılanların farklı bir hali bu dönemde de önümüze çıktı. Daha Mart ayında ABD’de üç milyon, Çin’de beş milyon işçi işten atıldı. Mayıs ayındaki gerçek ise Mart ayı ortalarından bu yana ABD’de işsizlik maaşına başvuranların sayısının 36 milyona çıktığıydı. Durum o kadar vahim ki yılsonuna kadar dünyada iki yüz milyon işçinin işten atılacağı konuşuluyor. Egemenler kendilerini bu işten soyutlayıp günahsız görünmek için “bu virüs tüm ekonomik dengeleri altüst etti. Bu işte beraberiz, hep beraber atlatacağız ama fedakârlık yapmanız gerekiyor” diyorlar. Biz açlıktan ve yoksulluktan kıvranırken patronların ve hükümetlerin tek düşündüğü kendi paçalarını kurtarmak ve kârlarını katlamaktır. Onların kredi ve vergi borçları sıfırlanırken borçlarının yükünün işçilere kesildiğini söylemiyorlar. Biz işçileri pis işlerinin ve günahlarının kurbanı yapıyorlar.
Tüm dünyada sağlık işçilerinin “kahraman” ilan edilmesi ama önlem alınmadan çalıştırılmaları, koruyucu ekipmanların yeterli düzeyde sağlanmaması sağlık işçilerini çileden çıkardı. İşçi Dayanışması’nın Nisan ayı sayısında “Dünya İşçi Hareketi” köşesinde bazı başlıklarla bu durum anlatılıyor. Bizleri evlere tıkmaya çalışanlara inat dünyada sınıf kardeşlerimizin kapitalistlere karşı yankılanan sesleri kıtadan kıtaya çarparak birleşiyor. “Afrikalı Sağlık İşçileri: ‘Kahramanlık Söylemini Bırakın, Taleplerimizi Karşılayın!’, “Brezilya’da Sağlık Çalışanlarından Grev”, “ABD’de İşçiler: ‘Kârdan Önce İnsan!’, ‘Biz Çalışıyoruz Sen Hasta Ediyorsun’, ‘Senin Ceset Torban Olmayacağız” diyorlar. Lübnanlı emekçi kardeşlerimiz “Koronavirüsten mi ölelim, açlıktan mı?”, “Koronavirüs egemenlerin yolsuzluğunu durduramıyorsa bizi de durduramaz!” dediler. Birçok ülkede tüm yasaklara rağmen 1 Mayıs kutlamaları için işçiler sokaklara indiler ve biz sınıf kardeşlerine yürekleriyle seslendiler.
Bu kokuşmuş kâr düzenine boyun eğmeyeceğiz. Bize yaşattıkları bu günleri hiçbir zaman unutmayacağız. Gün gelecek, devran dönecek ve bu düzenin sahiplerinden elbet hesap sorulacaktır. Yaşasın İşçilerin Uluslararası Sınıf Kardeşliği!