Ankara Üniversitesi yemekhanesinde çalışan TADAL yemek şirketi işçileri, ücretlerini alamadıkları için 25 Eylülde boykota başlamıştı. TADAL işçileri UİD-DER’in düzenlediği “Krizin Faturası Patronlara” isimli seminere katıldılar. Bizim de yakından takip edip destek verdiğimiz TADAL işçileriyle, işyerlerindeki son durum hakkında sohbet ettik.
Bilindiği gibi 13 Ekimde Ankara Üniversitesi Rektörlüğü işçilerin taleplerini kabul ettiğini açıklamış ve boykot bitmişti. İşçiler, verilen sözlerin tutulup tutulmadığını sorduğumuzda şöyle cevap verdiler: “Rektörlük verdiği sözlerin büyük bir kısmını yerine getirmedi. Sigorta primlerimiz asgari ücret üzerinden yatırıldığı için ücretlerimizi de asgari ücret üzerinden yatırmak istiyor. Yine bizi oyalamaya devam ediyor. Şirket kaliteli malzeme almıyor. Öğrencilerle ve öğretim üyeleriyle biz karşı karşıya kalıyoruz. Oysa bunun sorumlusu biz değiliz. Biz elimizdeki malzemeyle ancak o kadar yemek yapabiliriz.”
“Verilen sözler tutulmadığı için 3 Kasımdan itibaren tekrar iş bırakıyorsunuz. Peki, daha önceki eylemde içeride çalışmaya devam eden işçiler de vardı. Bu durum devam edecek mi?” diye sorduğumuzda ise şu yanıtı aldık: “Bu sefer tüm işçiler greve katılacaklar. Daha önce Veterinerlik ve Ziraat Fakültelerinde etkili olamamıştık. Şimdi oralarda da yemek verilmeyecek. Bu artık boykotu aşıp greve dönüşmüştür. Tüm fakültelerde Pazartesiden itibaren yemek üretimi duracak ve taleplerimiz kabul edilene kadar eylemimiz sürecek.”
Sohbetimiz devam ederken sendikal mücadelenin önemine değindik ve esas önemli başarının örgütlü olmaktan geçtiğini vurguladık. İşçi arkadaşımızsa şunları söyledi: “Sendikal mücadele tabii ki çok önemli. Sendikalı olmayan diğer arkadaşlarımızı da sendikalı yapmak için çalışacağız. Fakat maalesef ‘taşeron’ denilen bir pislik sistem içinde çalışıyoruz. Bu yılın sonunda da tekrar bir ihale yapılacak ve şirket değişecek. Biz mücadelemize devam edip esas olarak üniversiteye taşeron şirketin girmesini engellemek istiyoruz. Eğer bu birliğimiz ve mücadelemiz devam ederse üniversite taşeron firmalar için cazip olmaktan çıkacak ve Ankara Üniversitesi asıl işveren olarak görevini yerine getirecektir ve bizi de kadrosuna almak zorunda kalacaktır.”
İşçiler, kredi kartı borçlarının çoğaldığından, hatta tanıdıklardan alınan borçların bile ücretlerinden fazla olduğundan, kaç aydır kira veremediklerinden yakındılar. Biz de UİD-DER’li işçiler olarak mücadelelerinde TADAL işçisine sonuna kadar destek vereceğimizi tekrarladık. Mücadeleye hazırlıksız ve örgütsüz çıkıldığında işlerin ne kadar zorlaştığını bir kez daha vurguladık. İşyerindeki işçilerin tümü mücadeleye katılmadan başarı elde edilmesinin zor olacağını, işyeri komitesinin önemini anlattık.
Bizler bu söyleşiyi yaptıktan bir gün sonra eyleme başlayan TADAL işçileri, rektörlüğün, işçilerin ücretlerinin taşeron firmanın üniversiteye verdiği teminattan karşılanacağına dair söz vermesi ile eylemlerini sonlandırdılar.