
Dostlar
Dostlarımız
Yanıyoruz!
Özlem tutuşturdu yüreğimizi
Dayanamıyoruz
…
Gümüş kanatlı kuşları
Uçurduk
Sizleri bekliyoruz…
Merhaba dostlar, bu özlem dolu günlerimizde UİD-DER birliğimizden, ailemizden bahsetmek istiyorum. Özellikle de bugünlerde çoğumuz UİD-DER’in kıymetini ve içinde bulunduğumuz sürecin ilerleyişini çokça düşünmüştür. Uzak gibi görünsek de buluşmaya, kaynaşmaya devam ettik. Ve bu durum bana bir kez daha ne kadar güçlü bir yapıda mücadele ettiğimi hatırlattı. Bu vesileyle duygularımı paylaşarak sizlerle tekrardan buluşmak istedim. Ben neredeyse dünyaya gözlerimi açtığımdan beri UİD-DER çatısı altındayım. Tabi o zamanları hatırlamıyorum, sadece o yıllara dair elimde birlikteyken olan fotoğraflarımız var. Ama ilerleyen yaşlarımda babamla 1 Mayıs mitinglerine katıldığımı hatırlıyorum. Daha sonra yaşlarımız ilerledi. O sekiz yaşlarında pek bir şey kavrayamayan ben gitti ve yerine biraz daha anlayabilen, kavrayan, öğrenen ve en önemlisi de nihayet sohbetlere katılabilen ben geldi. Artık elimden tutup beni yanlarına alan babam ile değil de yolları öğrenen, soran, akbil basıp bizi ayıran yolları aşıp gelen birisi olarak katılmaya başladım. O sıcacık kapıdan girdiğimdeki sıcacık karşılamalar beni daha da yakın hissettirmeye başladı UİD-DER’e. Bir de tabi yalnız olmadığımızı, bu kokuşmuş ve köhnemiş kapitalist sistemden birlikle sıyrılıp, çoğalarak kurtulabileceğimizi her defasında daha iyi öğrenmeye başladım ve öğrenerek ilerlemeye devam ediyorum. Sadece bununla da kalmadı arkadaşlarım oldu, bir ailem daha oldu. Sosyalleşmeye başladım, ilk tiyatroma, ilk konserime UİD-DER ile birlikte gittim. Hatta kalabalığın içinde hiç yapamam dediğim şeyler yaptım; şiir okudum, küçüklüğümden beri istediğim ama gerçekleşemeyen tiyatro çalışmalarına katıldım. Yani sizlerin yanında utanmamam gerektiğini, hatalarımı da sizlerle birlikte aşabileceğimi öğrendim. UİD-DER böyle bir örgüt işte! Birlikte büyüdüğün, olgunlaştığın, aktararak geliştiğin bir örgütlülük… Bu evde kalma süreci bana bunları tekrar anımsattı. Sizlerle de bunları paylaşmak, sıcacık yuvamızı bir de benden dinlemenizi istedim. İyi ki UİD-DER ile tanışmışım, iyi ki bu mücadeleye sizlerle katılmışım. Sevgiyle ve mücadele ruhuyla kalmanız dileğiyle, görüşmek üzere…
Yağmur en çok bizi ıslatır rahmetiyle.
Güneş en çok bizim tenimizi yakar.
Bedenlerimiz değildir yalnızca yanıp kavrulan…
Haykıran dilimizden değil bu ses sadece…
Acı çeke çeke nasırlanan yüreklerimizden.
Canım yanıyorsa benim, işten atılınca sen,
Sen, isyan ediyorsan benim yoksulluğuma,
İşte bu bizim sınıf kardeşliğimizden.