Lübnanlı işçi ve emekçiler 17 Ekim 2019’da bir isyan başlatmış, yoksulluğa, yolsuzluklara ve işsizliğe karşı aylarca mücadele etmişlerdi. Başbakan Saad el-Hariri’nin istifa etmesini sağlayan işçiler, yeni başbakan için de “eski düzenin yeni yüzlerine hayır!” diyerek mücadeleye devam demişlerdi. Ancak tüm dünyada estirilen koronavirüs korkutmacası Lübnanlı egemenlerin de imdadına yetişti. Virüs silahı devreye sokuldu, meydanlar boşaltıldı, sokaklar sessizleştirildi. Yoksul emekçiler kısa bir süre için evlerine döndüler. Ama sadece kısa bir süre için! İşçilerin işsizlik ve sefalete karşı artan öfkesi virüs korkutmacasına galip geldi. Lübnanlı işçi ve emekçiler 17 Nisanda yeniden sokaklara döküldü.
Nisan ayından bu yana sokaklara çıkarak öfkelerini haykıran, taleplerini dile getiren işçiler 28 Mayısta yine bir araya geldiler. Başkent Beyrut ve Trablusşam’da protesto gösterisi düzenleyen işçi ve emekçiler “istifa!” sloganlarıyla Cumhurbaşkanlığı sarayına doğru yürüdüler. Başbakan Hassan Diab’ın bir gıda krizinin kapıda olduğunu, insanların ekmek bile alamayacak hale geleceğini açıklaması üzerine işçilerin öfkesi katlandı. Yolsuzluk yapan, işçi ve emekçilerin vergileriyle oluşturulan fonları yağmalayan egemenler utanmadan bir de “aç kalacaksınız” açıklamaları yapıyor. Kendileri zevkusefa içinde yaşarken işçi ve emekçileri açlığa sürüklüyorlar. Ancak Lübnanlı işçi ve emekçiler durumun artık katlanılmaz hale geldiğini dile getiriyorlar ve “devrim!” sloganları atıyorlar. Ayrıca Amerika’da ırkçılığa karşı mücadele eden sınıf kardeşlerine de destek mesajları yolluyorlar. Lübnanlı emekçiler, polis protesto gösterilerine saldırmasına rağmen yeniden sokaklara döndüklerini ve mücadeleden vazgeçmeyeceklerini dile getiriyorlar.