Bundan 50 yıl önceydi. Haziran sıcağında işçiler, DİSK’in kapatılmasını engellemek için iki gün boyunca büyük eylemler yaptılar. Türkiye, işçi sınıfının kalbi olan İstanbul muazzam bir gün yaşıyordu. Fabrika şalterleri iniyor, işçiler caddelere çıkıyordu. İzmit’te yürüyüşler yapılıyor, İşçiler Gebze’den İstanbul’a adeta sel olup akıyordu. Hiç kimse olayların bu kadar büyüyeceğine inanmıyordu. Kendi güçlerinin farkına varan işçiler tüm ezberleri bozmuştu. Erkek işçilerle birlikte, üzerlerinde iş önlükleriyle büyük bir gurur ve disiplinle kadın işçiler de yürüyordu. İşçiler, büyük bir öfke ile önlerine çıkan asker ve polis barikatlarını aşıyordu. DİSK kapatılmamalıydı, kapattırılmayacaktı. 15-16 Haziran büyük işçi direnişi Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihine altın harflerle yazıldı. İşçiler büyük bir kararlılıkla mücadele etti ve DİSK’i kapattırmadı.
İşçi sınıfının bağrında doğan UİD-DER “gelenekten, geleceğe” şiarıyla bundan tam 14 yıl önce kuruldu. Nasıl ki DİSK ve Maden-İş ezber bozarak işçilerin mücadelesinde ve gönlünde taht kurmuş ve bir gelenek yaratmışsa, bugün de UİD-DER geçmiş ile bugünü birleştirerek mücadele deneyimlerini geleceğe taşıyor. Kapitalist sömürü düzeni artık insanlığı korku ve dehşet tüneline sokmuşçasına yok oluşa sürüklüyor. Biz işçi sınıfının göz bağlarını açan ve her daim yolumuzu aydınlatan mücadele örgütümüz UİD-DER, her koşulda mücadelesini inatla sürdürüyor. Selam olsun yolumuzu aydınlatan direnç çiçeklerine!
UİD-DER Yürüyor, Mücadele Büyüyor!