
15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 50. yılında derneğimizin internet sitesinde hazırlanan programı heyecanla takip ettik. Eşim fabrika işçisi ben ise bir müddettir işsizim. 4 gün boyunca ben an be an takip etmeye çalıştım siteyi akşam ise eşim gelince birlikte videoları izledik, seslendirmeleri dinledik, fotoğraflara baktık ve çok heyecanlandık. Coşkumuzu sizlerle de paylaşmak istedik.
Nasıl oldu da işçiler yere göğe sığamayan coşkulu bir kalabalık olup akın akın yürüdü? “İnsan seli önüne çıkanı kıyılarda duranları da içine alarak akıyor.” “İşçiler hiç taş, sopa kullanmadan sadece göğüs gücüyle askeri barikatları aştılar. Çünkü kararlıydılar. Önlerinde kimsenin duramayacağı belliydi. O yüzden sadece itmeleri bile yetti. Üç kez barikat kurdular önümüze üçü de aşıldı”. Nasıl oldu da önlerindeki tüm barikatları hiçe sayarak aşabildiler? “İşçiler tek yürek olmuştu. Coşku inanılmazdı. Bizi birleştirmemek için çok uğraşmışlardı ama biz bir yolunu bulup birleşmiştik“. Nasıl oldu da fabrikaları mücadelesinde kararlı işçiler doldurdu?
Kadın işçiler, ne de güzel yürümüş önde. Coşkuya coşku katarak sürüklemiş arkalarından inançlı, kararlı işçileri. Hele önlerine çıkan barikatları, sanki hiç engel yokmuşçasına yıkıp geçmişler. Tankların üstüne çıkmış, önüne atlamış, asker ve polisle karşı karşıya gelmişler defalarca. “Bir tankın üzerine çıktım. Bir askerle göğüs göğüse geldik. Ben onu tuttum o beni ama ben orda kalmayı başardım.”
İşçiler hakları için yürümüşler. “Sultanahmet’e doğru yürüyor binlerce ayak, göz, beyin, kulak. Ama tek bir yürek atıyor.” İşçiler yarınları için yürümüşler. “Evimde bekleyen iki yaşındaki çocuğum, baba sen gittiğin yerden bana ne getireceksin diye soracaktır. Ben de evladım ben şimdi bir şey getiremeyeceğim ama sana ilerde işçi olduğun zaman daha büyük haklar getirebileceğim diye söyleyeceğim.”
İki günde işçilerin ayak sesi ve haykırışları Türkiye’yi nasıl bu kadar sarsabildi. Elbette ki bütün bunlar iki günde yani bir anda olmadı. Geçmiş yıllarda yaşanan deneyimlerden çok önemli dersler çıkarıldı. İşçi sınıfının haklılığına inanılan azimli çalışmalar yapıldı. Tırnaklarla kazıyarak, ilmek ilmek örülerek büyüdü mücadele. Dişe diş verildi kavga. İşte işçi sınıfı bu mücadelede, bu kavgada birlik olmayı öğrendi. Birbirine güvenmeyi öğrendi. İşte bütün bu çalışmaların sonucudur 15-16 Haziran Direnişi. Bugün bir şey olmaz diyenlere inat kol kola, yan yana, omuz omuza veriyoruz. Haklı olduğumuza her zaman inanarak kavgamızı büyütüyoruz.
Kutlu olsun 15-16 Haziran büyük işçi direnişinin 50. yılı; kutlu olsun UİD-DER’imizin 14. mücadele yılı!