Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği sitesinde yayınlanmıştır (https://uidder.org)

Anasayfa > Gündem > Krizin Faturası Patronlara > İşçileri Davar Sürüsü mü Zannediyorlar?

İşçileri Davar Sürüsü mü Zannediyorlar?

Tuzla’dan bir ilaç işçisi

26.06.2020

Türk-İş, bu topraklarda işçi sınıfının mücadelesinin önünü kesmek amacıyla devlet eliyle kurulmuş, uzlaşmacı bir sendikal anlayışı temsil ediyordu. 1960’larla birlikte işçi sınıfı örgütlenmeye, bilinçlenmeye başlamıştı. Sınıf hareketinin yükselişe geçmesiyle birlikte Türk-İş’in uzlaşmacı sendikal anlayışının karşısında örgütlü işçiler ve mücadeleci sendikacılar DİSK’i kurdular. 1967’de kurulan DİSK hızla büyüyor ve işçi sınıfı içerisindeki örgütlülüğünü her geçen gün güçlendirerek yol alıyordu. DİSK’in mücadeleci çizgisi, işçi sınıfının güçlenmesi, elde edilen kazanımlar DİSK’i egemen sınıfın gözünde bir an önce önü alınması gereken bir “tehlike” haline getirmişti.

Patronlar sınıfı DİSK’i kapatmak için harekete geçti ve mecliste bir yasa çıkardı. DİSK, patronlar sınıfının ve onun hükümetinin bu saldırısına karşı direnme kararı aldı. Komitelerle ve temsilcilerle toplantılar düzenleniyor ve eylem kararları alınıyordu. 14 Haziranda Merter’de 800 işçi temsilcisinin katıldığı büyük ve coşkulu bir toplantı düzenlendi. İşçi temsilcileri sendikalarına sahip çıkacaklarını ve sonuna kadar direneceklerini ifade eden konuşmalar yaptılar. O konuşmalardan birinde Abbott İlaç temsilcilerinden Fehmi Nasuhoğlu şöyle diyordu: “Başbakan Demirel zamanında çobanlığından bahsediyordu. Acaba bütün Türk işçisini davar sürüsü mü zannediyor? Özür dilerim artık eski devir bitmiştir. Davar sürüsü ölmüştür. Artık karşısında aslan sürüsü var.” Nasuhoğlu’nun da ifade ettiği gibi işçiler, hakkı yendiğinde çaresizce susan, devletin sopasından korkup boyun eğen o eski işçiler değildi artık. İşçi sınıfı 15-16 Haziranda birlik olarak hakkını gasp edip de kendisini sürü gibi gütmek isteyen egemenlere haddini bildirdi. Tam da Abbott İlaç temsilcisinin ifade ettiği gibiydi o günlerde tablo, burjuvazinin karşısında bilinçli, örgütlü, hakkına sonuna kadar sahip çıkmakta kararlı işçiler vardı. Ve çıktılar da. İşçiler iki gün boyunca üretimi durdurup, meydanlara aktığında patronlar sınıfı değim yerindeyse kaçacak delik aradı. İşçi sınıfının direnişi karşısında patronlar sınıfı geri adım atmak zorunda kaldı, DİSK kapatılamadı.

Bugün de içinden geçtiğimiz ekonomik kriz koşullarında patronlar sınıfı ve hükümet, işçi sınıfının haklarına saldırıyor, krizin faturasını biz işçilere kesiyor. İşten atmalar, esnek çalışma, kısa çalışma ödeneği gibi birçok saldırıya maruz kalıyoruz. Son olarak da kıdem tazminatına yönelik saldırıyı burjuvazi yeniden gündemine aldı. Tüm dünyada ve ülkemizde yaşanan krizin üzeri Covid-19 salgını ile kapatılarak kitleler korkutulup, sindirilmek isteniyor. Arka planda ise burjuvazi işçi sınıfının ekonomik ve siyasal haklarına saldırmaktan geri durmuyor. Geçmişte bu topraklarda işçi sınıfı 15-16 Haziranda burjuvaziye geri adım attırdı. Bugün de biz işçiler egemenlerin virüs bahanesiyle bizi aldatıp haklarımıza saldırmalarına izin vermemeliyiz. Bir araya gelerek örgütlü bir şekilde haklarımıza sahip çıkabilirsek geçmişte olduğu gibi bugün de burjuvaziye geri adım attırabiliriz.

  • Krizin Faturası Patronlara [1]
  • 15-16 Haziran [2]

Kaynak URL: https://uidder.org/iscileri_davar_surusu_mu_zannediyorlar.htm?qt-diger_makaleler=0

Links
[1] https://uidder.org/koseler/krizin_faturasi_patronlara
[2] https://uidder.org/koseler/15_16_haziran_0