
ABD’de siyah bir emekçinin polis tarafından sokak ortasında vahşice katledilmesinin ardından başlayan protesto gösterileri dünyanın çeşitli ülkelerine de yayıldı. Dünyanın farklı ülkelerinde, farklı dillerde, siyah beyaz, kadın erkek, genç yaşlı yüz binlerce emekçiden aynı haykırış duyuldu: “Nefes Alamıyoruz!” Bu çığlık sadece ırkçılığa, polis baskısına değil bir bütün olarak insanlığa cehennemi yaşatan kapitalist sisteme duyulan tepkinin bir ifadesiydi.
Evet, insanlık bugün nefes alamıyor. Çünkü kapitalist sistem eşitsizlik, adaletsizlik, sefalet, açlık, savaş ve şiddet üretiyor. Milyarlarca insan kapitalizmin yarattığı belalar yüzünden adeta bir karabasanın içinde yaşıyor, nefessiz kalıyor. ABD’de 18 Mart-17 Haziran tarihleri arasında, yani yalnızca üç ay içinde işsiz kalan insanların sayısı 45 milyonu geçti. Ama aynı süre zarfında 640 milyarderin toplam serveti 584 milyar dolar arttı. 45 milyon işçinin çalınan hayatına karşılık 640 kişinin muazzam servet artışı! Dünyanın en büyük ekonomisine sahip ABD, toplumsal eşitsizliğin ve çelişkilerin en yoğun yaşandığı ülkedir. Ancak eşitsizlik sadece ABD’de değil bütün dünyada artmaktadır.
Bugün dünyanın en zengin yüzde 1’lik kesimi, küresel servetin yüzde 44’ünü elinde bulunduruyor. Buna karşılık dünya nüfusunun büyük çoğunluğunun elinde avucunda bir şey yoktur. Milyarlarca insan aç yaşıyor. Uluslararası Çalışma Örgütü ILO, Ocak ayında, henüz kriz patlamadan ve koronavirüs korkutması devreye sokulmadan önce açıkladığı raporda; işsizliğin yükseldiğini, gelir eşitsizliğinin arttığını söylüyordu. ILO verilerine göre 2019 yılında küresel işsiz sayısı 188 milyon, aktif olarak iş aramaktan vazgeçen kişi sayısı ise 120 milyondu. Daha çarpıcı olanı 15-24 yaş arasındaki 267 milyon gencin ne eğitimde, ne de istihdamda yer alıyor olmasıdır. Gelecekten umudunu yitirmiş, kendini hiçbir yerde var edemeyen, adeta boşlukta sallanan 267 milyon gençten söz ediyoruz! Kapitalist sistem artık gençlere hiçbir şey veremiyor. Bırakalım yalandan da olsa hayal kurmayı, gençler nefes alamıyor! O yüzden protestolarda gençler en ön saflarda yer alıyorlar. Yine dünya genelinde sosyal güvencesi, işsizlik parası benzeri haklardan yararlanma olanağı olmaksızın kayıt dışı çalıştırılan tam 2 milyar insan bulunuyor. Bu tablo 2020’nin ilk yarısında daha da ağırlaşmıştır ve 2020’nin sonunda daha da ağırlaşacaktır.
Hepsi bu kadar da değil. Kapitalistlerin çıkar savaşlarında nice yoksul emekçi öldürülüyor, milyonlarca insan göç yollarına sürükleniyor. Doğa her geçen gün daha fazla tahrip ediliyor. Bu tahribatın bir sonucu olarak ortaya çıkan fırtınalar, seller, kuraklıklar, aşırı soğuklar binlerce can alıyor. Tüm dünyada baskılar artıyor, demokratik hak ve özgürlükler yok ediliyor. Sözde düzen, kanun, güvenlik adına sokak ortasında insanlar öldürülüyor.
Doğa da kapitalistlerin kâr hırsına kurban ediliyor. Bir milyona yakın hayvan ve bitki türü yok olmayla karşı karşıya. İklim değişikliği orman yangınlarına, çekirge istilalarına ve salgın hastalıklara yol açıyor. Brezilya, ABD ve Avustralya’da milyonlarca hektarlık orman, içindeki canlılarla birlikte yanıp kül oldu. Doğu Afrika’daki çekirge istilaları tarlalardaki mahsulleri yok ederek insanları açlıkla yüz yüze bıraktı. Hava o denli kirlenmiş durumda ki, her 10 kişiden 9’u kirli hava soluyor ve hava kirliliği her yıl dünya çapında yaklaşık 7 milyon insanın ölümüne neden oluyor. Kısacası yeryüzünde kapitalist sistem yüzünden milyarlar acı çekiyor, doğaya, yaşama dair ne varsa tahrip oluyor, tükeniyor!
Kardeşler, kapitalist sistemin dünyamızı nasıl bir felakete sürüklediğini ortaya koyan rakamları, örnekleri daha da çoğaltmak mümkün. Bu tablo kapitalist sistemin ne kadar çürüdüğünü, artık yok olup gitmesi gerektiğini gösteriyor. Kapitalizmin insanlığa verecek en ufak olumlu, faydalı bir şeyi yoktur. Kapitalizm insanlığa tam anlamıyla kâbus yaşatmaktadır.
Bu kâbus artık bitmelidir, insanlığı nefessiz bırakan bu düzen artık yıkılmalıdır. Bugün tüm dünya emekçilerinin, yerküremizin ve insanlığın kaderi ortaktır. Aydınlık bir gelecek, nefes alabileceğimiz yaşanabilir bir dünya ancak kapitalist sömürü düzeninin yıkılmasıyla mümkündür. Kapitalizmi ancak örgütlenmiş işçi sınıfı yıkabilir ve insanlığın kurtuluş yolunu ancak işçi sınıfı açabilir.