
İktidara geldiğinden beri sık sık kıdem tazminatını fona devretme hevesini dile getiren AKP, bir kez daha konuyu gündeme getirdi. Son yıllarda allanıp pullanıp reklamı yapılsa da Bireysel Emeklilik Sistemi BES işçilerden yeteri kadar rağbet görmeyince şimdi kıdem tazminatının fona devredilmesi ile bağlantılı bir şekilde Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi konusunu gündeme soktular. Bu da demek oluyor ki bizler işçi sınıfı olarak kıdem tazminatının fona devredilmesine gereken cevabı veremezsek emeklilik hakkımız da ciddi bir saldırı daha alacak.
Bizler fabrikalarda alın teri döken işçiler olarak hükümetin kıdem tazminatını fona devrederek patronlar için dikensiz gül bahçesi yaratmasına “hayır” diyoruz. Patronlar sınıfının dediği gibi kıdem tazminatı “maliyet” değil, haktır. Kıdem tazminatı, işçilerin yıllarca döktükleri alın terinin, yıpranmanın karşılığında almak için uğrunda mücadele ettikleri bir haktır. İşsiz kaldığında hayatını sürdürebilmesi için gereken ve ücretinin ödenmeyen kısmıdır.
1936’da çıkarılan İş Kanununa göre, 5 seneden fazla çalışan işçiler işten çıkarıldıklarında her bir tam sene için 15 günlük kıdem tazminatı alıyorlardı. 1950’de 5 sene 3 seneye düşürüldü. 1975 yılında işçilerin mücadelesinin güçlü olması sayesinde bu süre 1 seneye düşürüldü ve her bir yıl için 15 gün olan tazminat hakkı 30 güne çıkarıldı. Bazı işyerlerinde toplu sözleşmelerle 30 gün 45 güne kadar çıkarıldı. Ancak 12 Eylül darbecileri ilk iş olarak işçilerin kazanılmış haklarına saldırdılar. Kıdem tazminatının yasal sınırı 30 gün olarak belirlendi. Bugünse çıkarılmak istenen yasayla bu süre 19 güne düşürülmek isteniyor. Bu saldırıya karşı sendikalardan ve işçilerden tepkiler büyüyor. Hükümet şimdilik planlarını Eylül ayına erteledi. Ancak biliyoruz ki bizler işçi sınıfı olarak birbirimize kenetlenir ve tek yumruk haline gelirsek kazanılmış haklarımıza dönük bu saldırıları püskürtebiliriz. Hükümetin kıdem hakkımızı ve emeklilik hakkımızı gasp etmesine izin vermeyeceğiz!