
Çalıştığımız fabrikada üç vardiya halinde gece gündüz çalışıyoruz. İşler çok yoğun olduğu için bizleri 16 saat mesai yapmaya zorluyorlar. Patronlar, bizleri insan yerine koymadığı için 16 saati normal görüyorlar. Onlar öyle alışmışlar ki kimin ihtiyacı olduğunu kimin borçlu olduğunu iyi biliyorlar. Birçok arkadaşımız 16 saat mesaiye bırakılıyor. Bu kadar uzun süre mesaiye kalanlar adeta insanlıktan çıkıyor. Yorgunluktan renkleri değişiyor.
16 saat mesainin içinde sadece 15 dakika çay molası veriliyordu. Müdür, “bundan sonra mesaiye kalanların 15 dakika çay molalarını kaldırdık” dedi. Biz de kendi aramızda toplanıp işbaşı yapmadan insan kaynaklarına gidip konuşalım diye karar aldık. Gündüz vardiyası olarak hep beraber insan kaynaklarına gittik. Arkadaşlarımızın birisi “var olan bir hakkımızı bizden neden almaya çalışıyorsunuz, o zaman bizleri mesaiye bırakmayın” dedi. Başka bir arkadaşımız “hayvanları bile biraz çalıştırınca otunu, suyunu veriyorlar, biraz dinlendiriyorlar” dedi. Bütün arkadaşlar bir şekilde sıkıntılarını dile getirdi. İnsan kaynakları sorumlusu sanki durumdan haberi yokmuş gibi davrandı, notlar aldı, “biz gerekli yerle görüşürüz” dedi. Bizler evlerimize gittik. Bizden sonraki vardiya da insan kaynaklarına giderek çay molasının tekrar verilmesi için konuşmuşlar. “Madem bizlere 15 dakika çay molasını çok görüyorsanız bizleri mesaiye bırakmayın” demişler. Sonra insan kaynakları “çay molasına çıkabilirsiniz” demek zorunda kaldı.
Bizler birlikte hareket etmeseydik çay molamızı bile elimizden alacaklardı. Demek ki biz işçiler çalıştığımız fabrikalarda sorunlarımızı ancak ve ancak birlik olursak çözebiliriz. Robotların bile yağını verenler, bakımını yapanlar bizlere bir bardak çayı çok görüyorlar. Bizleri şu yasak bu yasak diye robotlaştırıp insan olduğumuzu unutalım istiyorlar, bizleri canımızdan bezdiriyorlar. Hem bizleri zorla mesaiye bırakıyorlar hem de nefes almadan çalışmamızı istiyorlar. Ama biz robot değil insanız ve birlik olup onların önümüze getirdiklerini kabul etmedik, birlik olup geri adım attırdık. Hakkımızı olanı geri aldık onların elinden. Arkadaşlarla “birlik olursak bunların her istediğini kabul etmeyiz, sorunlarımızı çözebiliriz” diye konuştuk. Bizler “gücümüz birliğimizdir” diyen işçilerin torunlarıyız, bunu bilmemiz ve ona göre davranmamız gerekir.