
İktidar yine kıdem tazminatına göz dikmiş durumda ve her fırsatta kıdem tazminatını fona devretmek, patronların yüzünü güldürmek istiyor. Biz işçiler ise fona devredilmesini istemiyoruz. Çalıştığım fabrikada işçi arkadaşlar şöyle söylüyor: “Kıdem tazminatımıza dokunmasınlar, varımız yoğumuz bir kıdem tazminatımız kaldı.” Bir kadın arkadaş, “benim kıdem tazminatıma dokunmasınlar, neymiş patronlar işçilere kıdem tazminatı vermiyormuş! Madem devlet bizi düşünüyor kıdem tazminatlarının düzgün ödenmesini sağlasınlar. Hatta mümkünse bizi düşünmesinler. Bizi düşünenler tazminatların önündeki engelleri kaldırsınlar, patronlara yasal şartlar koysunlar işçilerin her koşulda tazminatını ödemelerini sağlasın devlet.” Bir başka arkadaş ise “ne güzel işte istediğimiz yerde gider çalışırız” dedi. Kadın arkadaş devam etti konuşmasına: “Arkadaş bu dünya bir günlük değil, diyelim sen işten çıktın ya da tazminatını aldın peki başka fabrikaya girip çalışmayacak mısın? Çocuklarının geleceğidir kıdem tazminatı. Zaten bu halini ödemeyen işverenler fona devredildikten sonra öder mi? Hem bakalım kolayına iş bulacak mısın, patron primlerini düzgün ödeyecek mi, 60 yaşına kadar yaşayabilecek miyiz? 60 yaşında yüzde 25 verecek mi? Bu iş biraz ölme eşeğim ölme hikâyesine benziyor. Böyle bir yasa biz işçilerin felaketi olur. Kıdem tazminatı bizlerin iş güvencesidir. Kıdem tazminatı kalkarsa durumumuz tam bir enkaz olur. O nedenle biz işçiler kıdem tazminatına, AKP’li CHP’li ayrımına düşmeden, amasız şartsız sahip çıkmalıyız.” Bir başka işçi arkadaş da “haklısın ben istemiyorum kaldırılmasını, zaten bunun için çalışıyoruz. Bizler kıdem tazminatının fona devredilmesine karşı yapılan her eyleme katılmalıyız” dedi. Bu bir gelecek meselesidir. Haklarımıza, alın terimize sahip çıkalım.