
ABD’de 20 Temmuzda on binlerce işçi “Siyah hayatlar için grev” diyerek ülke genelinde iş bıraktı. Uluslararası Hizmet İşçileri Sendikası, Öğretmenler Federasyonu, Birleşik Yiyecek ve Ticaret İşçileri Sendikası, Birleşik Taşımacılık Sendikası, New York Eyaleti Hemşireler Derneği ve daha pek çok farklı emek örgütünün çağrısıyla onlarca şehirde gerçekleşen grevde ırkçılık ve ekonomik eşitsizlik protesto edildi. Özellikle sağlık, ulaşım, gıda, taşımacılık sektörlerinden işçiler gün boyunca yürüyüş ve protesto gösterileri düzenledi. Eylemlerde “Siyahların Hayatı Değerlidir”, “Irkçılık bir halk sağlığı krizidir” yazılı pankartlar ve dövizler taşındı.
Başta ırkçılık ve polis şiddetine karşı öfkenin dile getirildiği grevde ekonomik eşitsizliğin giderek derinleştiği vurgulandı. Siyah insanların sadece sokakta değil, işyerlerinde de ırkçılığa maruz kaldığını ifade eden işçiler, emeğin renginin olamayacağını belirtiyorlar. George Floyd’un katledilmesiyle yükselen adalet çığlığının hayatın her alanına yayıldığını, sıranın şimdi patronlarla hesaplaşmaya geldiğini haykırıyorlar. Pek çok işyerinde siyah emekçilerin saatlik işçi statüsünde çalıştırıldığını, dolayısıyla pek çok haktan mahrum bırakıldıklarını, sendikalaşmanın zorlaştırıldığını belirtiyorlar. Koronavirüsten etkilenen ya da ölen işçilerin pek çoğunun geçici, güvencesiz işlerde, en ağır şartlarda çalıştırılan siyah işçiler olduğunu, büyük şirketlerin kârları katlanarak artarken yoksulluğun, açlığın yaygınlaştığını vurguluyorlar.
ABD’de sadece son 4 ayda koronavirüs bahane edilerek on milyonlarca işçi işsiz bırakıldı. Eyleme katılan bir McDonalds işçisi “müdüre Covid-19 testimin pozitif çıktığını söylediğimde ‘buradan defol ve bir daha geri gelme’ dedi. Bir hiçmişiz gibi muamele görmek gerçekten çok öfke verici” diye anlatıyor. Oysa şirket yetkilileri televizyonlardan işçi ücretlerine zam yaptıklarını, işçilere prim verdiklerini, sağlık sigortası primini yükselttiklerini söylüyorlar. “Siyahların Yaşamı Değerlidir” hareketini desteklediklerini açıklayan patronların ikiyüzlü olduğunu ifade eden işçiler, “reklam yapmayı bırakın, gereken adımları atın!” diyorlar. Siyah, beyaz, göçmen işçiler olarak bu zalimliğe karşı birlikte mücadele edeceklerini vurguluyorlar.
ABD’de, sendikalar çalışma koşullarının iyileştirilmesini, ücretlerin yükseltilmesini, saatlik asgari ücretin en az 15 dolar olmasını talep ediyorlar. Irkçılığın, eşitsizliğin, adaletsizliğin son bulması için mücadeleyi sürdüreceklerini dile getiriyorlar.