Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği sitesinde yayınlanmıştır (https://uidder.org)

Anasayfa > Etkinliklerimiz > Kampanyalar > Kıdem Tazminatımızı Gaspettirmeyelim! > Sendika Biziz!

Sendika Biziz!

Gebze’den bir kadın petrokimya işçisi

26.07.2020

Yıllardır hep duyardım da kendim örgütlü ve bilinçli bir işçi olana kadar tam anlamıyla hiç bilmedim sendikanın ne olduğunu. Aile büyüklerim hep “aman ha sendikalı bir işyerinde çalış yoksa sigortasız çalıştırıyorlar” derlerdi. Sigorta yapmayan işyerlerinden hemen çıkmam için beni uyarırlardı ama onlar da örgütsüz olduğu için, sendikanın ne olduğunu çok iyi bilmiyordu. Mesela komşumuzun oğlu sendikalı bir işyerinde çalışırdı. İkramiyesi, iş güvencesi vardı ve hastalanınca rapor aldı diye işten atılma tehlikesi yoktu. Hatırlıyorum da bir gün rapor aldığında patron bugünkü gibi ücretini kesmiyordu. Böyle bir şeye kalkıştıklarında sendikalardan cevaplarını alırlardı patronlar. Sendika bir çıktı mı meydana her şey yerli yerine otururdu. Çünkü sendika işçilerden bağımsız hareket eden bir kurum olmadığı için, doğrudan işçiler söz ve karar hakkına sahipti. Çünkü işçiler örgütlüydü ve tüm saldırılara karşı patronlara güçlü bir cevap veriyorlardı.

Bugün geçmişten bize miras kalan pek çok hakkımız patronlar sınıfı tarafından gasp edilmek isteniyor. En temel kazanımlarımız “fon ve devlet güvencesi” adı altında ortadan kaldırılmak isteniyor. Hükümet kıdem tazminatımıza ve emeklilik hakkımıza göz dikmiş durumda. Ne yazık ki işçi sınıfı yeterli düzeyde örgütlü olmadığı için ve sendika bürokratları engel olduğu için bu saldırıya anlamlı bir karşı duruş gösterilemiyor.

Bugünlerde sendika konfederasyonlarının başkanlarından çok sık “kıdem bizim kırmızıçizgimizdir, kıdem bizim genel grev sebebimizdir”  gibi sözler, sloganlar duyuyoruz. Evet, bu sözler biz işçiler için çok önemlidir. Fakat bu topraklarda söylenen bir söz vardır; “lafla peynir gemisi yürümez”. Saldırı altındaki haklarımızı koruyabilmek her düzeyde örgütlü olmakla mümkündür. Bunun için de sadece sözler değil, fabrikalarda, işyerlerinde, örgütlü olmak esastır. Oysa ne yazık ki pek çok sendika “kıdem tazminatı kırmızıçizgimizdir” diyor ama bu laf sadece sosyal medya hesaplarında kalıyor. Mesela ne bir eylem yapabiliyoruz ne de güçlü bir tepki koyabiliyoruz. Koronavirüs bahanesiyle pasifleştirilen ve hareketsiz bırakılan sendikalar da ne yazık ki bu oyunun birer parçası haline getiriliyorlar. Hatta bazı bürokratlar o kadar ileri gidiyorlar ki biz işçilerin aidatlarını hükümete veriyorlar. Kimi sendika bürokratları ise işçileri tehdit ediyor ve işveren ağzıyla konuşuyorlar. Oysa sendika, işçilerin sözünün geçtiği, taleplerinin can kulağıyla dinlendiği gerçek bir işçi örgütü olmalıdır.

Kırmızıçizgiyi gerçekten çizebilmek için biz işçilerin örgütlü ve bilinçli olmamız şarttır. Yani sendika benim, sendika sensin, sendika biziz! Bugün işçiler sendikaya sahip çıkmazsa sendika sadece dört duvardır. Sendikalar işçilerin örgütlenip, eğitim aldıkları ve patronların saldırılarına karşı kararlılıkla durdukları işçi örgütleri olmalıdır. Bizler ne kadar kararlı ve sendikalarda ne kadar söz sahibiysek haklarımızı korumak o kadar mümkün olur. Kardeşler, sendika biziz! Sendikalara sahip çıkmalıyız ve evimizin anahtarını hırsıza vermemeliyiz.

  • Kıdem Tazminatımızı Gaspettirmeyelim! [1]

Kaynak URL: https://uidder.org/sendika_biziz.htm_0

Links
[1] https://uidder.org/taxonomy/term/550