
Merhaba arkadaşlar. Bültenimizin son sayısındaki “Bir Devir ve Bir İşçi Lideri: Kemal Türkler” başlıklı yazının altındaki bir resim beni çok etkiledi. Resimde DİSK’in kurucusu Kemal Türkler’in eşi Sebahat abla, işçi sınıfına grev hakkını armağan eden Kavel işçilerinden Hamit ağabey ve 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişini anlatan tiyatro oyunumuzda Kemal Türkler’i canlandıran UİD-DER’li bir işçi var.
Fotoğrafın altında “Sebahat ablamız adeta ‘İşçi sınıfı seni unutmayacak’ dediği ‘Kemal’ine bakıyor. Hem eşinin yaşatılan anısı nedeniyle, hem de bir anlığına o eski günlere döndüğü için mutlu görünüyor” yazıyor. Kavel grevcisi Hamit ağabey de büyük bir özlemle bakıyor UİD-DER’li işçiye, sanki hemen kalkıp da sarılacakmış, dolan gözlerinden az sonra yaş düşecekmiş gibi... Sanki gözlerinin içine bakıp da sessiz sessiz söylüyor içindekileri: “Omuz verdiğin mücadeleyi bugünün genç işçileri büyütüyor, gözün arkada kalmasın Kemal Başkan!”
Bu fotoğraf beni çok duygulandırdı ve aynı zamanda da gururlandırdı. O güzel insanlarda yaratılan o güzel duygular, bakışlar… Bu öyle kolay oluşmadı kuşkusuz. Arkasında umutla, sevgiyle, güzel günlere olan inançla çalışan insanların yoğun emeği var. UİD-DER’in anlamlı çabaları var. Yaşadığımız topraklarda işçi sınıfının mücadelesinin bir zirve noktası olan 15-16 Haziran’ı, Kemal Türkler’i ve onun savunduğu mücadeleci sınıf sendikacılığı anlayışını bugünün işçilerine taşıma gayreti içinde olan UİD-DER, bu gayretiyle bu güzel bakışları yaratmış olsa gerek! Dahası fotoğrafta gelenek de var gelecek de… İnsan gururlanmasın da ne yapsın!
Bir fotoğraf, bir bakış ne kadar çok şey anlatabiliyor bize… Nasıl da duygulandırıyor bizleri. Kemal Türkler’e, Sebahat ablaya, Hamit ağabeye ve işçi sınıfının binlerce, on binlerce mücadele neferine çok şey borçluyuz. Bizi geleneğimizle, geçmişimizle buluşturan UİD-DER’e ve bizi insanlaştıran sınıf mücadelesine çok şey borçluyuz. Bu borcu da mücadele bayrağını yükselterek ödeyebiliriz ancak.