Tüm dünyada sermaye sınıfının ve onun temsilcisi hükümetlerin işçi sınıfına yönelik baskı ve saldırıları hız kesmeden devam ediyor. İşçiler ise “Bıçak Kemiğe Dayandı!” diyor. Baskılara, hak gasplarına, düşük ücretlere ve kötü çalışma koşullarına karşı işçilerin öfkeli sesleri daha yüksek çıkıyor. İşçi sınıfı farklı dillerde haykırıyor: Artık Yeter!
Hindistan’da işçi düşmanı politikalar protesto edildi
Baskıcı ve işçi düşmanı politikalarıyla bilinen Modi hükümeti, koronavirüs salgınını bahane ederek işçi sınıfına yönelik saldırılarına hız kazandırdı. Yaklaşık 2 ay süren karantinanın ardından üretime devam eden fabrikalarda, işçilerin ancak %30’u çalıştırıldı. İşçilere, çalıştıkları sürede ücretlerinin yalnızca yarısı ödendi. Birçok işyerinde ücretler düşürüldü, işten atmalar yaygınlaştı. Çalışma saatlerinin 8’den 12’ye çıkartıldığı, esnek çalışmanın yaygınlaştırıldığı, patronlara vergi muafiyetlerin sağlandığı Uttar Pradeş, Madya Pradeş, Gujarat ve Himacal Pradeş gibi eyaletlerin yanında diğer birçok eyalette iş yasaları askıya alındı.
Sefaletle yüz yüze bırakılan milyonlarca işçi ve tarım emekçisi 9 Ağustosta ülke genelinde bir araya geldi. Hükümetin işçi sınıfına yönelik saldırılarını protesto etti. Çeşitli sendikaların ortak çağrısıyla gerçekleşen protesto gösterilerinde; kömür, çelik, telekomünikasyon, banka, sigorta, demiryolları, petrol, havaalanı ve limanlar gibi kamu kuruluşlarının özelleştirilmesine tepki gösterildi. Patronlara teşvikler dağıtılırken, emekçilerin sefalete mahkûm edilmesine karşı çıkan işçiler, taleplerini haykırdılar. İşçilerin, göçmenlerin ve köylülerin birlikte gerçekleştirdiği “Hindistan’ı Kurtarma Günü” gösterilerinde; “Yağmacılar, Hindistan’ı Terk Edin!” sloganları atıldı. Geçtiğimiz aylarda da birçok kez hükümetin saldırı politikalarına karşı seslerini yükselten Hindistan işçi sınıfı, dün olduğu gibi bugün de patronların saldırılarına boyun eğmiyor. Egemenlerin baskı ve saldırılarına karşı mücadelede kararlılıklarını bir kez daha gösteriyorlar.
İran petrol işçilerinden tarihi grev!
İşçiler 1 Ağustos günü ülke genelinde birçok petrol rafinerisinde greve çıktı. Yaklaşık 10 bin işçinin gerçekleştirdiği grev ülke geneline yayılarak devam ediyor. İşçiler ödenmeyen ücretlerinin ödenmesini, kötü çalışma koşullarının düzeltilmesini ve iş güvenliği önlemlerinin alınmasını talep ediyor. Güvencesiz çalışan ve her an işten çıkarılma tehlikesi olan işçiler iş güvencesi istiyor.
İşçiler, petrol rafinelerinde 50 derece sıcakta, hafta tatili olmadan 20 gün aralıksız çalıştırılıyor. 28 Temmuzda, bir işçinin yüksek sıcaklık nedeniyle hayatını kaybetmesi bardağı taşıran damla oldu. Yoksulluk sınırının çok altında ücret alan, güvencesiz, her an ölümle burun buruna olarak çalışan işçiler, “Artık Yeter!” diyorlar. 1 Ağustostan itibaren rafineriler birer birer durdu. Mahşehr’de başlayan grev 3 Ağustosta Kangan rafinerisine ve Parsian petrol üretim tesisine, 4 Ağustosta ise İsfahan rafinerisine ve Meşhed’e yayıldı. Petrol rafinerilerinin yanı sıra, petrokimya sektöründe birçok tesiste işçiler iş bıraktı. 11’den fazla eyalette işçiler ortak taleplerle mücadeleyi sürdürüyor. Ülke çapında gerçekleşen grev, İran’da tarihi bir önem taşıyor ve grevin başka sektörlere de sıçraması bekleniyor. İran’daki molla rejiminin tüm baskıcı uygulamalarına ve tehditlerine rağmen, işçiler talepleri kabul edilinceye kadar mücadeleye devam edeceklerini dile getiriyorlar.
Kanadalı liman işçileri grevde
Kanada Kamu Çalışanları Sendikasına bağlı Montreal limanında çalışan işçiler, toplu iş sözleşmesinde anlaşmaya varılamaması üzerine 10 Ağustosta greve başladı. Yaklaşık 20 aydır sözleşmesiz çalışan işçiler, Temmuz ayı içerisinde 2 kez dört günlük grev yaparak uyarılarda bulundu. Ancak buna rağmen anlaşmaya varılamadı ve liman işçileri sözleşme imzalanana kadar sürecek grev kararı aldı. 1125 işçi daha iyi ücret ve ailelerinin yüzünü görebilmek için daha kısa işgünü talep ediyor.
Denizcilik İşverenleri Birliği (MAE), her zamanki gibi sermayenin klasik yalan ve karalama propagandasına girişti. Grevin ülke ekonomisine zarar vereceğini, pandemi sürecinin grev için “yanlış zamanlama” olduğunu iddia ederek, Çalışma Bakanlığına grevi engellemesi çağrısında bulundu. Yani hükümet eliyle grevin kırılmasını istedi. Ancak sendika temsilcileri ve işçiler hakları için mücadele etmenin ertelenemeyeceğini söylüyorlar. Patronların, dünyanın dört bir yanında virüs korkutmacasını kullanarak hak gasplarına hız verdiği bu günlerde, liman işçileri mücadeleye devam edeceklerini belirtiyorlar.