
George Floyd adlı siyah bir emekçinin polis tarafından vahşice öldürülmesi üzerine son yılların en kitlesel eylemlerine ev sahipliği yapan ABD’de sular durulmuyor. Geçtiğimiz günlerde ırkçı bir polis, yine siyah bir emekçiyi, Jacob Blake’i arkasından 8 el ateş ederek ağır yaraladı. Söz konusu saldırı, Wisconsin eyaletinin Kenosha kentinde 23 Ağustosta meydana geldi. Görgü tanıklarının aktarımına göre; Jacob Blake’in birbiriyle tartışan iki kadını ayırmaya çalıştığı sırada olay yerine polisler geldi. Blake’in arkasını dönerek sakince polislerden uzaklaştığı ve aracına binmeye çalıştığı esnada, onun kıyafetinden tutan polisin 8 el ateş ettiği sosyal medyada paylaşılan bir videoda açıkça görülüyor. Arabanın arka koltuğunda oturan üç çocuğunun gözlerinin önünde vurulan Blake’in felç geçirdiği ve iç organlarının bir kısmının alındığı aktarıldı.
Saldırın duyulmasının ardından sokaklara dökülen binlerce emekçi de polis şiddetine maruz kaldı. Protesto gösterilerine polis saldırırken, Kenosha’da sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Dahası protestoları bastırmak için ulusal muhafızlara çağrı yapıldı. Sokağa çıkma yasağına ve polis saldırılarına rağmen “Adalet Yoksa Barış da Yok!” sloganıyla kent genelinde yapılan protestolar; Portland, Oregon, Minneapolis, Minnesota ve New York’a da sıçradı. Eylemlere siyah emekçiler kadar beyaz emekçiler de katılıyor.
Blake’in polis tarafından felç edilmesi, ABD genelinde olduğu gibi NBA’de de yankı buldu. ABD’nin dünya çapında prestiji bulunan basketbol ligi NBA’de; 27 Ağustos gecesi oynanması planlanan üç maç, oyuncuların kendi aralarında anlaşarak maça çıkmama kararı almasıyla iptal edildi. Basketbolda olduğu gibi kimi sporcular beyzbol ve tenis müsabakalarına da çıkmayarak boykot eylemine katıldı.
Sömürü düzeninin bekçileri faşist çeteler işbaşında!
kenosha-killers.jpg [1]

Öte yandan dikkat çeken bir diğer saldırı ise, Kenosha’da Salı gecesi protestolara katılan 2 kişinin sokak ortasında faşistlerce öldürülmesi oldu. Ellerinde otomatik silahlarla sokağa çıkan ve beyazların üstünlüğünü savunan faşist-lümpen çeteler, ırkçılık karşıtı emekçilerin üzerine ateş açtı. 2 kişinin ölümü, 1 kişinin ağır yaralanmasıyla sonuçlanan faşist saldırıda, 17 yaşındaki bir kişi tutuklandı. Hatırlanacağı üzere Trump destekçisi faşist güruh daha önce de ellerinde silahlarla gövde gösterisi yapmıştı.
Son yıllarda ABD’de faşist örgütlenmeler gittikçe güçlenmekte ve bu paramiliter çetelerin ortaya koyduğu saldırılarda gözle görülür bir artış yaşanmaktadır. Bu kesinlikle kendiliğinden gerçekleşen bir şey değildir. Dünya genelinde olduğu gibi ABD’de de artan yoksulluk, işsizlik, geleceksizlik kitleleri her geçen gün umutsuzluğa sürüklerken, Devlet Başkanı Trump ırkçı ve milliyetçi politikalarla emekçileri zehirliyor, sorunların nedeni olarak göçmenleri gösteriyor. Irkçılığa karşı çıkanları ise aşırı solcu, ABD değerlerine düşman olarak ilan edip ezmeye çalışıyor. ABD tarihindeki köleci egemenleri sahiplenip savunuyor. Faşist örgütlenmelerin önünü açıyor.
Kenosha’da ırkçılık karşıtı gösterilerin yapıldığı esnada gerçekleşen ve Trump’ın yeniden başkan adayı olarak ilan edildiği Cumhuriyetçi Parti kongresinde oldukça “ilginç” isimler konuştu! Konuşanlar arasında, birkaç ay önce Missouri’deki “Siyahların Hayatı Önemlidir” protestoları sırasında evlerinin önünden geçen kalabalığa silahlarını doğrultan Mark ve Patricia McCloskey çifti de vardı. Trump ise ırkçılık karşıtı protestocuları kastederek “Amerikan sokaklarında yağma, kundakçılık, şiddet ve kanunsuzlukla” mücadele edeceklerini söyledi.
Dünyanın dört bir köşesinde emekçi kitleler benzer tuzaklara çekiliyor. Kapitalizmin yarattığı yıkıcı sorunlara yönelik tepki yükseldikçe, işçi sınıfının kudurgan düşmanı faşizan eğilimler baş gösteriyor. İşçi ve emekçi kitleler “büyük ülke” vaadiyle kandırılırken, farklı din ve milletlerden emekçi kardeşlerine düşmanlaştırılıyorlar. Öte taraftan da hakları için meydanları, sokakları zapt eden emekçileri korkutmak ve yenilgiye uğratmak için sermaye devletleri faşist çeteler örgütlüyor. Dünyanın neresinde olursa olsun tüm işçi ve emekçiler, egemenlerin yalanına kanmamalı ve faşizmin panzehiri olan uluslararası sınıf dayanışmasını güçlendirmeli, mücadeleyi büyütmelidir.