Artvin Yusufeli Barajı ve HES inşaatında çalışan işçiler, koronavirüs vaka sayısının artması üzerine 24 Ağustosta Artvin Valiliği İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulunun kararıyla şantiyeye kapatıldı. Kararın açıklaması şöyle: “Yusufeli Barajı ve HES şantiyesi ile Yusufeli Barajı Rölekasyon yolları ve köy yolları şantiyelerinde çalışanlar arasında Covid 19 pozitif vakalarının yoğun bir şekilde arttığı anlaşılmış olup, 24 Ağustostan itibaren yeni kararlar alınmıştır. Şantiye dışından tedarik amaçlı giriş yapan araç şoförleri ve yardımcılarının belirlenen alanlar dışında bulunmamasına ve şantiye içerisinde hiç kimse ile temasa geçmemesine, çalışanların şantiyelerde kendileri için hazırlanan yerlerde kalmalarına, aylık izin kullanımlarını müteakip göreve başlamadan şantiyede 7 gün izolasyon altında tutulmalarına, izin dönüşünün 7. günü sürüntü örneği alınmasına, sürüntü örnek sonuçlarının belli olmasına kadar izolasyonda kalmaya devam etmesine, çıkan test sonucuna göre işbaşı yapmalarına veya sağlık kuruluşuna yönlendirilmelerine karar verilmiştir.”
Ancak 4500 işçinin çalıştığı şantiyede, barınma ve yemekhane alanlarında gerekli hijyen koşullarının sağlanmadığını, koronavirüs testi yapılan işçilerin sonuçlar beklenmeden diğer işçilerle iç içe çalıştırılmaya devam ettiğini belirten işçiler, alınan karara tepki göstererek iş bıraktılar. Şirket Nisan ayında da kendi inisiyatifiyle benzer bir karantina kararı alarak işçilerin şantiye dışına çıkmasını yasaklamış, üç aylık yasağın sonunda işçilerin iş durdurarak tepki göstermesi üzerine yasağı kaldırmıştı. Ancak bu sefer yasak kararının valiliğe ait olduğunu söyleyerek sorumluluğu üzerinden atan Limak İnşaat, böylece işçilerin önüne iki seçenek koyuyor: Ya istifa ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile işsizlik ödeneğinden yararlanma haklarını kaybedecekler ya da sağlıksız koşullarda, risk altında, adeta toplama kampına dönüştürülen şantiyede çalışmaya devam edecekler. Her iki seçeneği de kabul etmeyen işçilerin işi durdurması üzerine şirket yönetiminin sözlü olarak gitmek isteyenlere haklarını vereceklerini söylemesiyle 700 işçi işten ayrıldı. Ancak işten çıkarma yasağının sürdüğü koşullarda şirketin bu sözünü tutup tutmayacağı belirsiz.
AKP’nin gözde sermaye gruplarından Limak Holding’e ait Limak İnşaat’ın yapımını üstlendiği barajın 2021 yılının Haziran ayında bitirilmesi hedefleniyor. AKP iktidarının çok yakından ilgilendiği, sıklıkla ziyaretlere, açılışlara vesile yapılan, yandaş medyada propaganda malzemesi olarak haberleştirilen barajın yapımının bir an önce bitirilmesi her şeyin önünde geliyor. 12 Temmuzda baraj şantiyesinin bulunduğu alanda sel ve heyelan meydana gelmiş, biri işçi dört kişi hayatını kaybetmişti. O gün işçilerin şantiyede bulunmayışı daha büyük bir felaketi önlemişti. Ancak ne sel felaketi, ne de koronavirüs vaka sayısının artması iktidarı arkasına alan Limak İnşaat’ı durdurabildi.
Sözde Covid-19 önlemleri kapsamında şantiyenin çalışma kampına çevrilerek işçilerin asıl ihtiyaç duyduğu hijyen ve sağlık koşullarını yerine getirmeden çalışmaya zorlanması sermayenin ve AKP iktidarının kârı ve rantı her şeyin önünde tuttuğunu gösteriyor. İşçi düşmanlığını ortaya koyuyor. Benzer bir durum geçtiğimiz ay Dardanel’de yaşanmış, bazı işçilerde koronavirüs tespit edilmesi üzerine Çanakkale Valiliği İl Umumi Hıfzısıhha Kurulunun kararıyla işçiler 14 gün boyunca karantinaya alınmıştı. Şimdi de Yusufeli Baraj şantiyesinde bu kararın alınması, MÜSİAD’ın korona bahanesiyle gündeme getirdiği, her koşulda sömürünün devam etmesini ve yoğunlaştırılmasını amaçlayan “İzole Üretim Üsleri” projesinin bir başka alanda hayata geçirildiğini gösteriyor. Önümüzdeki günlerde benzer kararların farklı işkollarında gündeme gelmesi şaşırtıcı olmayacaktır. İşçi sınıfının bu saldırılara karşı koyabilmesinin tek yolu örgütlenmektir.