
Merhaba, herkesin bildiği gibi işçiler hastalık var denilerek ücretsiz izne gönderildi. Bu süreçte de işçilere maaş olarak 1170 lira ödenmeye başladı. İşçiler bu parayla geçinemeyiz diye feryat ediyorlar ama bir şey değiştiği yok. Zaten bu arada da Cumhurbaşkanı Türkiye’de refahın arttığına kanıt olarak buzdolabı satışlarındaki “patlamayı” gösterdi.
İtiraf ediyorum o buzdolaplarından birini de ben aldım. Hem de ücretsiz izne gönderildiğim halde! Çünkü buzdolabımı zaten bir arkadaşımdan ikinci el almıştım ve artık kapısı kapanmıyordu. Aylarca önüne sandalye koyarak idare etmeye çalıştım ama son zamanlarda sandalye de iş görmemeye başladı. Aldığım üç kuruşluk gıda malzemesi de çöpe gitmeye başlayınca başka çarem kalmadı. Düşündüm taşındım, doluya koydum, boştan çıkardım hesabı yine tutturamadım ama yine de kapadım gözlerimi, girdim bir beyaz eşya mağazasına, aldım bir buzdolabı.
Ama şimdi de nasıl ödenecek bu borç diye uykularım kaçıyor. Aldığım ücretsiz izin parası dışında kiramı ödeyip, karnımı doyurabilmek için yevmiyeli işlere gidiyorum. Tabi bu işlerin bir garantisi yok. Her an arkası kesilebilir. İşyerinin de ne zaman açılacağı belli değil.
İşçiler, emekçiler evlerine aldıkları eşyayı bu koşullarda alıyor işte. Keyfinden değil ihtiyaçtan alıyor. Utanmadan refaha erdik demesinler. Reklam malzemesi yapmasınlar bunları. Kendileri eşyalarını modası geçti diye değiştirirler. Bizim ihtiyacımız olduğunda dahi bin kere düşünüp değiştirdiklerimize lüks demesinler. Buzdolabı satışları arttı, ekonomi büyüdü diye reklam yapıyorlar, utanmazlar. Biz taksit ödeyeceğiz diye karnımızı doyuramıyoruz.
Arkadaşlar biz bütün bunları değiştirmek için mücadele etmezsek o dolaplara koyacak yemeğimiz de olmayacak. Bütün bu yalanların, utanmazlıkların hesabını sormak için birleşelim, mücadele edelim.