
50 bin dolarlık çanta, 15 bin liralık başörtü derken şimdi de karşımıza 10 bin liralık musluk çıktı. Sanırsam altın kaplama olunca suyun tadı değişiyor. Su olmaktan çıkıyor başka bir şeye dönüşüyor herhalde. “İtibardan tasarruf olmaz” diye düşünenler için bu paraların pek bir önemi yok. 50 bin liralık çanta yaklaşık olarak 20 aylık asgari ücret ediyor. Ne olacak canım “itibarımız yürüsün” diyorlar. 15 bin liralık başörtü yaklaşık olarak 6 aylık asgari ücrete denk geliyor ama olsun itibar önemli! 10 bin liralık musluk ise 4 aylık asgari ücrete denk geliyor ama olsun “şanımız, şerefimiz için feda olsun”! Bu saydıklarımızın daha önceden haberi yapılmıştı ve “först leydi” diye basına yansımıştı. Oturdukları saraydan lüks ve şatafat içinde aşure pişirip, merhamet ve paylaşmaktan bahsediyorlar zati muhterem hanımlar. Oysa aynı gün çocuklarını doyuramadığı için açlıktan bir kadın intihar etti. Hani paylaşım? Birilerinin mutfağında altın musluklar var. İşçilerinse evinde bıraktık altını musluğu yiyecek ekmek dahi yok. Bizlere “herkesin evinde buzdolabı var, ekonomi iyi” diyenlerin yedikleri önlerinde yemedikleri arkalarında. Biz işçilerin buzdolapları var ama içleri boş, çoğumuz evimize doğru dürüst bir şey alamıyoruz. Aldığımız asgari ücretle anca karnımızı doyuruyoruz. Ziya Egeli’nin dediği gibi;
Yaşamak değil ki bizimkisi
İdare ediyoruz işte
İdare lambası gibi
Azar azar
İdare lambası diyince, hani
Ne söner
Ne ışıtır hesabı yani…
Göz gözü görecek kadar
Biz işçilerin bu haksızlığa karşı durmamızın bir yolu var. İşçiler gelecekleri için birleşmeli ve örgütlenmeli, insanlığın kurtuluşu buradadır.